“1995’in Temmuzunda bir grup arkadaşımla oturdum ve onlara Dövüş Kulübü adlı, daktiloyla yazılmış bir roman müsveddesi gösterdim. Bira içiyorduk, herkesten müsvedde ile ilgili bir dilek tutmasını istedim. Orada bulunan herkes hikâyeye katkısı olan bir şeyler söylemiş veya yapmıştı, ve bir ödül almaları en doğrusuydu. Arkadaşım Ina dışında hiç kimse dilekte bulunmadı. Ina, “Brad Pitt’le tanışmak istiyorum” dedi..”
Chuck Palahniuk kendi ağzından (kaleminden… Fugitives and Refugees) Fight Club’ın doğuşunu bu şekilde anlatıyor. Hikayenin devamı ise olaya David Fincher isimli parlak gencin dahil olması ve 1999 yılında hem yazarı Palahniuk’u yeraltı edebiyatının altın çocuğu haline getirecek hem de yönetmeni Fincher’ı kalburüstü yönetmenler tablosuna sabitleyecek aynı adlı filmin çıkışına kadar geçen bir takım olaylardan oluşuyor…du. Şimdi ise uzun zamandır beklenmekte olan serinin 2. “Eseri” ile karşı karşıyayız. “Eseri” çünkü Fight Club 2 bir film değil. Palahniuk’un bu efsanenin devamı için uygun gördüğü format ise çizgi roman (graphic novel)
Kimilerince Dostoyevski’nin Yer Altından Notlar’ı ile kıyaslanan, kimilerince ise kapitalizm eleştirisi ayağına manipülasyon aracı olarak kullanılan bir “Big Brother” aygıtı olarak görülen lakin reddedilemez biçimde hem edebiyat hem sinema dünyasında kült olmayı başarmış bu eserin devamının ilk 8 sayfası Chuck Palahniuk tarafından sosyal medya hesaplarında paylaşıldı.
Bu sınırlı görsellerden anladığımız kadarıyla olaylar bıraktığımız noktadan 10 sene sonrasında açılış yapıyor. Kahramanımız Jack, olanları ardında bırakmış, esas kız marla ile evlenmiş hatta bir çocuk sahibi olmuştur ve artık yeni bir ismi vardır Sebastian. Sıradan bir insan olarak sıkıcı bir hayata razı gelmiş gibi görünen Sebastian’ın eşi ve çocuğu için aynı şeyi söylemek ise pek mümkün değildir.
Palahniuk tarafından duyurulmasının akabinde “bu kitapta Tyler’ın geçmişine ait izler olacak” açıklaması romanla ilgili mevcut heyecanı katlamaya yetti de arttı bile. Daha ilk sayfadan kahramanın yeni ismini afişe etmesi ise ilk filmde bir kez bile telaffuz edilmeyen ismi göz önüne alındığında kitabın epey bir cinlik barındırdığının sinyalini veriyor.
