Doğuştan şanslı olmayan pek çoğumuz eninde sonunda bir iş bulup çalışmak zorundayız. Kimimiz bunu çok küçük yaşlarda, kimimiz ergenlikte, kimimiz de üniversite

İlk işimden öğrendiğim 5 ders

Doğuştan şanslı olmayan pek çoğumuz eninde sonunda bir iş bulup çalışmak zorundayız. Kimimiz bunu çok küçük yaşlarda, kimimiz ergenlikte, kimimiz de üniversite sonrası hayatta gerçekleştiriyoruz ancak değişmeyen tek şey bir gün hepimizin çalışıyor olacağı gerçeği.

Peki çalıştığımızda kaybettiğimiz vaktin yanında kazançlarımıza da kısa bir göz atmak ister misiniz?

1. Para kazanmak özsaygımızı artırır

Kendi bulduğumuz ve öz niteliklerimiz, deneyimlerimiz sayesinde elde ettiğimiz işin getirileri sadece özsaygı yanında başarı için motive olmamızı da sağlar. Ev dışında da sorumluluğum olması ve yaptıklarım karşılığında ödeme alıyor olmam sadece bir ilk adımdı. Beni büyüten bu şeylerden bir tanesi de ilk işimdi, gazete dağıtıcılığı.

Kötü yanı: Yıllar içinde pek çok işim olsa da öğrendim ki para bir işe tutunmak için asla yeteri kadar iyi bir motivasyon kaynağı değil. Her zaman benim için en iyi ödeme en iyisini yaptığımı bilmekten gelen tatmin oldu.

2. İyiyle birlikte kötü de gelir

İyi havalarda sabahları erkenden bisikletime atlar sadece kuşların cıvıltılarının olduğu sessiz sabahlarda işimi yapardım. Ancak bazen yağmur ve kar kendi zorluklarını getirirlerdi. Zaman zaman kar o kadar derin olurdu ki bisikletimi sürmekten ziyade daha çok taşıdığım anlar olurdu.

Kötü yanı: Otoyol mühendisi olmamın en iyi yanı sorunlu yol ve köprüleri tamir etmekti. En az zevk aldığım kısmı ise iş ekibimle sendika kontratlarını tartışmaktı. Öğrendiğim en güzel şey ise iyiyi almak isteyenin yanında kötüyü de alması gerektiğini erkenden bilmek oldu.

3. Bazı insanlar kötüdür

İnanır mısınız bazı müşterilerim para toplamaya geldiğimde gizlenir veya kapıyı açmazlardı. Büyüklerin bir kaç kuruş kazanmak isteyen 14 yaşında bir çocuğa ödeme yapmakta zorlanmalarını anlayamazdım. Ancak daha sonraları sağlıklı karamsarlık dediğim şeyi öğrendim. Asla çok sert olmadım ancak güvenilir olduklarını kanıtlayana kadar insanlara güvenmemeyi öğrendim.

Kötü yanı: Sağlıklı karamsarlığım yıllar içinde çok işime yaradı. İster bir sigorta satıcısı ile isterse de bir müşteri ile görüşürken her zaman referanslarını ve gelirlerini araştırıp satışlarına göz gezdirdim. Son ödemeyi her daim istediğim iş beni tatmin edene kadar elimde tuttum.

4. Kazanılan para değerli paradır

Tüm hafta boyunca gazeteleri dağıtırken ve Cumartesi günleri ödemeleri alıp gazeteler için emeğimin karşılığını alırken, doların değeri üzerine bir perspektif geliştirdim. Paramı her zaman akıllıca harcadığımı söyleyemem ancak her zaman o bir doları almanın nasıl olduğunu bildim.

Kötü yanı: Hayatım boyunca her zaman sıkı oldum. Bir şeyi almadan once her zaman sıkı ve yapabildiğim her şekilde araştırır ya da almamaya karar verir oldum. Ne alırsam, alma sürecini olabildiğince uzun tutmaya çalışırım. Örneğin, eşimle bindiğimiz araç 10 yaşının üstünde ve hala kırk yıl once yeni evlendiğimiz evde oturuyoruz.

5. Biriktirmeyi öğrendim

Bir dolar kazanmak için gereken işin farkına vardığım için o dolarlara tutunmaya çalıştım. Hatta yolda kalmam için gerekli olan parayı Noel’e kadar idare edecek şekilde bir acil durum fonu yaptım ve kışın zor aylarında onunla geçinirken bahar geldiğinde yeni bir dağıtım yolu buldum.

Kötü yanı: Üniversitede, yazın kazandığım her kuruşu sonraki yıl harcımı yatırmak için sakladım. Sıfır borç ile mezun olmadım ancak öğrenim kredilerimi mezun olduğum yıl ödeyebildim. İtiraf etmeliyim ki eşim ve ben her satın almamız için para biriktirmedik. Ancak bugün bir şeyi satın almadan once para biriktirmemeyi düşünmeyiz bile.

Özetle…

Bu yazıyı yazmak ilk işimin hayatımı ne kadar etkilediğini fark etmemi sağladı. Elli yıl sonra bile bunlar kumaşımın derinliklerinde parçam olmaya devam ettiler.

Peki sizin ilk işiniz neydi? Bu işten neler öğrendiniz? Bu dersler hayatınızı nasıl etkilemeye devam etti?

Kaynak: Lessons I Learned from my First Job  ( ChristianPf)