1. Ton Balığı
Ton balığında yüksek miktarda protein ve omega 3 yağ asiti bulunuyorr. Bu da kolestrol seviyenizi düşürerek kalp hastalıkları riskini azaltmak için büyük bir avantaj. Hipertansiyon, alzheimer, depresyon ve kanseri önlediği halk arasında bile bilinmektedir. Ancak ne kadar tükettiğinize dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü ton balığı çok yüksek miktarda civa içeriyor ve vücudunuzun ihtiyacı olan civanın %40′ından fazlasını deniz ürünlerinden almak malasef iyi birşey değil. Fazla miktarda civa özellikle sinir sistemine zarar veriyor. Bilhassa hamilelik döneminde olan kadınlara tuna balığı kesinlikle tavsiye edilmiyor. Haftada 2-3 defadan fazla ton balığı tüketmemeye dikkat edin.
Peki Ne Yapmalı:
Eğer taze balık tüketmek istiyorsanız; somon sağlığınız için daha güvenli bir tercih olabilir. Diğer az civa içeren balıklar alabalık, uskumru,sardalya ve karidestir. Bunları da rahatlıkla tüketebilirsiniz.
2. Soya
Soya sebzesel protein açısından oldukça zengindir. Ancak soya ayrıca Fitoestrojen (Phytoestrogen) 'de içeriyor. Peki bu ne anlama geliyor? Phytoestrogens Bitkisel kaynaklı östrojenik etkiye sahip bir kimyasaldır ve insan vücuduna fazla dozlarda girdiğinde östrajen hormonu üretmesi sağlıyor. Bu da göğüs kanseri riskini arttırır. Özellikle erkekler meme büyümesi problemlere yol açıyor...
Peki Ne Yapmalı:
Günde 3 porsiyondan fazla tüketmeyin. Amerika Kanser Enstitüsüne göre haftada 3-4 kez soya yemenin bir zararı yok. Ancak siz yine de kendi genetik geçmişinizi göz önünde bulundurarak soyanın sizin için iyi olup olmadığını araştırın.
3. Şeftali
Şeftali yüksek miktarda potasyum içeren çok faydalı bir meyvedir. Kalp krizi riskini önler, hazımı kolaylaştırır, cildinizi güzelleştirir. Şeftalinin yararları öyle saymakla da bitmez. Ancak şeftaliyi bizler kadar böcekler de çok sever bu yüzden de çiftçiler şeftali üzerinde tarım ilacı kullanırlar. Böcek ilaçlarının insan vücuduna ciddi zararları vardır. Doğuştan sakatlıklara ve kansere neden olurlar. Sinir sistemine de oldukça büyük zararları vardır.
Peki Ne Yapmalı:
Organik olanlarını tercih edin. Organik bulmanız mümkün değilse çok iyi yıkayın. Ayrıca kabuğunu soymanız sizi bu riskten olabildiğince uzak tutar.
4. Kırmızı Et
Kırmızı et, iyi ama yağlı bir protein kaynağıdır. Hayvanlar yetiştirilirken bir çok hastalığa maruz kalıyorlar. Bu yüzden de bu hayvanlara güçlü antibiyotikler veriliyor. Biz de et yerken onların aldığı antibiyotikleri de yemiş oluyoruz.
Peki Ne Yapmalı:
Satın aldığınız etlerin büyüme hormonu ve antibiyotik alınmadan yetiştirildiğini araştırın. Kabul ediyoruz Türkiye’de böyle bir şeyi araştırmak samanlıkta iğne aramaktan daha zor birşey olsa gerek!
5. Ispanak ve Marul
Yeşil yapraklı ile Ispanak ve Marul B ve C vitaminleri açısından bulunmaz bir kaynaktır. Ancak bir de bunun diğer tarafı var. Ispanak ve Marul gibi sebzeler hem alçak yerde yetiştiği, hem de yumuşak ve sulu oldukları için böceklerin kolay hedefi haline gelirler. Ayrıca sonu ölümle bile sonuçlanabilen e.coli bakterisini taşıdığını söyleyen uzmanlar , marulun fazla yenilmesi halinde de göz kararmasına neden olduğu, cinsel gücü azalttığı ve uyku verdiğini bildiriliyor.
Peki Ne Yapmalı:
Organik olanlarını tercih edin. Önceden yıkanmış olarak bile satın alsanız çok iyi yıkayın. E.coli bakterisinden, sebzeleri 160C’de 15 dakika kaynatarak kurtulabilirsiniz.
6. Çilek
Çilek; A, B ve C vitaminleri ile demir açısından oldukça zengindir. Kalp hastalıklarını ve felci önler. Mide ve bağırsak problemleri için birebirdir. Ancak çileğin pütürümsü yüzeyinden dolayı böcek ilacından kurtarılması da oldukça zordur. Çok yenmesi durumunda böbrekte kum oluşumuna sebep olabilir. Alerjik reaksiyona da sebep olabilir.
Peki Ne Yapmalı:
Organik olanlarından alın. Daha fazla para vermenize değer. Evinizde çilekleri suyun altında iyice ovalayın. Çürümüş yerlerini kesin atın. Şimdi size afiyet olsun.
7. Konserve Yiyecekler
Çalışanların en büyük kurtarıcısı olan konserve yiyecekleri tüketmenin de bir bedeli var. Konserveler uzun süre tazeliklerini korumaları için çeşitli kimyasallar içeriyor, bu da özellikle kansere neden oluyor. Özellikle hamilelerin konserve yiyeceklerden uzak durmaları önemli.
Ne Yapmalı:
Konserve meyve ve sebzelerden uzak durmaya çalışın. Bunun yerine sebzeleri, meyveleri dondurun. Bu konserveden çok daha yararlıdır.
8. Havuç
Sağlığımız açısından birbirinden iyi faydaları olan havuç,fazla tüketildiğinde ise vücutta sorunlar oluşturuyor. Önce faydalarından başlayalım: Kan dolaşımını hızlandıran,bağırsaklara iyi gelen havuç; aynı zamanda kalp krizini,deri ve akciğer kanserini de önleyici bir yapıya sahip. Fazla miktarlarda tüketildiğinde ise A vitamini fazlalığından vücutta zehirlenmeye sebep oluyor.Çünkü fazla miktarda alınan Avitamini suda erimeyen bir vitamin olduğundan idrar ve terle dışarı atılamıyor. Bu da ciltte sararmalara yol açıyor.
Peki Ne Yapmalı:
Aslında her yiyecek fazla tüketildiğinde problem yaratacağından,herşeyi olduğu gibi özellikle havucu da az miktarlarda tüketmelisiniz. Aksi taktirde uzun seneler havuca veda etmek zorunda kalabilirsiniz.
9. Mikrodalga’da Popcorn
Popcorn yemenizde hiçbir problem yok!Ancak yeni yeni poüler hale gelen ve mikrodalgalar için özel olarak üretilen popcorn paketleri size oldukça zarar veriyor. Çünkü bu ambalajlar kimyasallarla kaplanıyor ve kanserojen maddeler içeriyor.
Peki Ne Yapmalı: Siz en iyisi üşenmeyin anneannelerimizin yaptığı popcornlara geri dönün. Derin bir tencereye 1 kaşık yağ ve tuz koyun ve mısır tanelerini üstüne dökün. Üstünü de bir kapakla kapatıp 2-3 dakika patlamaya bırakın. Teknolojiden uzak kalsanız da ,kanserden de uzak kalacağınızdan emin olun !
10. Su
Su insan hayatı için vazgeçilmez bir öneme sahip. Uzmanlar insanların yemek yemeden haftalarca canlı kalabileceğini ancak su içmeden sadece birkaçgün yaşayabildiklerini söylüyorlar. Suyun faydaları saymakla bitmiyor. Ancak fazla tüketilen suyun da insan vücuduna önemli zararları bulunuyor.Bunun nedeni de böbreklerimizin belli bir su atma kapasitesi olduğu. Normalde kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama olarak bir insanın ihtiyacı olan su miktarı günde 1 ile 2,5 litre kadar. Bunun üzerinde içilen su ise kanda birikerek, kandaki elektrolitlerin düşmesine neden oluyor. Bunu da tıpta ‘hiponatremi’ deniyor. Kan sodyum düzeyindeki düşmeye bağlı gelişen beyin ödemi, bulantı, kusma, halsizlik, bilinç değişiklikleri, koma ve hatta ölüme bile neden olabiliyor.
Peki Ne Yapmalı:
Kesinlikle su için. Sabah kalkınca,yatarken,yemekten önce,yemekten sonra… Ama dünya’daki diğer her içecek ve yiyecek gibi su içmeyi çok da abartmayın. Günde 8 -10 bardak su sizin için yeterlidir.