Alaçatı ona bahşedilen güzellikleriyle turizm alanında her yıl kendini daha da geliştirmeye devam ediyor. Turizm alanında gelişme gösterirken...

Alaçatı ona bahşedilen güzellikleriyle turizm alanında her yıl kendini daha da geliştirmeye devam ediyor. Turizm alanında gelişme gösterirken doğaya, çevre temizliğine, kültürel değerlerine her şeyden çok değer verdiğini bir festivalle kanıtlıyor; Alaçatı Ot Festivali..

Alaçatı Ot Festivali otların çeşitliğini, otlardan yapılan geleneksel yemekleri yeni kuşaklara aktarmak, dünyaya duyurmak amacıyla doğa gönüllerinin emekleriyle düzenleniyor. Festival komitesinin “Festival bahane; Doğa hakkında bildiklerimizi aktarmak, bilmediklerimizi öğrenmek, yeni tatlara yeni dostluklar eklemek amaç. Ayrıca, Alaçatı’nın korunmuş mimarisinin bezediği dar sokaklarında dolaşmak, gülen yüzlü güzel insanlarla güzellikleri paylaşmak, hiç tanımadığımız, adlarını bile bilmediğimiz insanlarla sohbet edip, ağız dolusu kahkaha atmak amaç. Kısacası, “O anı yaşadım” diyebilmek. Tanıdıklarımızı, tanımadıklarımızı, kısacası herkesi bu keyfi bizimle birlikte paylaşmaya çağırıyoruz. “  söylemi festivalin amacını tüm sıcaklığıyla açıklamaya yetiyor. İlki 2010 yılında gerçekleştiren festival her yıl daha fazla ilgi görerek devam ediyor. ” Doğa’nın kıymetini bilen, keyfini çıkaranların festivali ” sloganıyla yola çıkan etkinlik bitkilerin hareketlenmeye başladığı Nisan ayında yapılıyor. Festival yeri olarak da Alaçatı Pazar Yeri Camii ve çevresi seçilmiş. Festivalde birbirinden heyecanlı yarışmalar yer alıyor. Bunlardan biri “ En güzel otlu yemeği kim yapmış?”. Bu etkinlikte Girit’ten, Selanik’ten gelen, Arnavut, Boşnak gibi farklı kültürleriyle Alaçatı’ya ev sahipliği yapanların el becerileri, yaratıcılıkları yarışıyor. En tanınmış gurmelerden oluşan jürinin belirlediği üç kişi altınla ödüllendiriliyor. Aslında ödüllerin en büyüğünü o lezzetleri tadanlar ve tanık olanlar kazanıyor. Yarışmaya katılan tüm yemeklerin tarifleri kitap haline getiriliyor ve festivale katılanlara dağıtılıyor. Diğer yarışma da Alaçatı’da 1001 çeşit ot yetiştiği, bunları kimsenin tek başına toplayamadığı rivayetine dayanarak başlatılan “En fazla ot çeşidini kim toplayacak? “ yarışması. Yarışmacıların ot bilgisi, otların çeşidi, kalitesi bilim adamları ve ot bilgisi yüksek kişilerden oluşan jüri tarafından değerlendiriliyor ve ödüllendiriliyor. Yarışmaların yanı sıra yürüyüşler, klasik müzik konserleri, resim ve fotoğraf sergileri de festivalde yer alıyor.

Rüzgarın, kaynatılmış reçelin, çörek otunun, kekiğin, fesleğenin, karanfilin kokusunu taşıdığı sokaklarındaki kültürel havayı solumak için bu festivali kaçırmayın..

Alaçatı Nerede?

Alaçatı Nerede?

Alaçatı , İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı rüzgarın kuzeyden güneye dans ettiği sakız kokulu beldesidir. Antik Çağda, “Agrilia”, Batı Anadolu tarihinde “İonia” adıyla bilinen belde , yılda 330 rüzgarlı gün sayısıyla sadece Türkiye’nin değil dünyanın rüzgar sörfü merkezi olmuştur.

Sakızı, bağı, şarabı, zeytini ile ünlü Alaçatı taş evleri ve plajları ile görenleri büyüsü altına alır. Alaçatı’nın lavanta kokulu Arnavut kaldırımlı dar sokaklarında yürürken rüzgar geçmişi yüzünüze yüzünüze vurur. Türk mimarisinin en güzel örneklerinden taş evler tüm yaşanmışlıklarıyla sizi selamlar. Binlerce anıyla yüklü bu evler yöreden çıkarılıp, işlenen beyaz taşlardan yapılır. Sonraları yaşı ile birlikte sararır.. Alaçatı evlerinin en önemli özelliği yazın sıcağı, kışın soğuğu geçirmemesidir.

Alaçatı’ya girişte 1850-1900’lü yıllarda un öğütmek için yapılan eski yel değirmenleri farklı bir hava katar. Sert rüzgarlarından faydalanabilmek adına Türkiye’nin ilk rüzgar enerji santrali burada kurulmuştur. 12 adet rüzgar gülü ve 44 türbinden oluşan Alaçatı Rüzgar Enerjisi Santrali, elektrik üretimiyle tüm ülkeye örnek olmuştur.

Pazar yeri camisi olarak kullanılan Ayios Kostantinos Kilisesi, Alaçatı’nın önemli tarihi eserlerindendir. 1874 yılından boyuna Alaçatı’da yerini korur. Alaçatı tüm sakinliğine rağmen aralıksız esen rüzgarlarıyla her yıl dünyanın her yerinden sörfçüleri ağırlar. Masmavi denizi renklendiren yelkenlerin görüntüsünü kaçırmamalısınız. Ege ve Akdeniz mutfaklarının harmonisini sunan restoranları, şirin dekorasyonuyla cafeleri, Alaçatı gezinizde mola vermeniz gereken mekanlardır.