1949 yılının Haziran ayında Mary Louis adıyla doğmuş, opera sanatçısı olmak amacıyla 12 yaşında profesyonel şan dersleri almaya başlamış, hukuk fakültesine başvurup...

1949 yılının Haziran ayında Mary Louis adıyla doğmuş, opera sanatçısı olmak amacıyla 12 yaşında profesyonel şan dersleri almaya başlamış, hukuk fakültesine başvurup görüşmeye gideceği sabah uyuya kaldığı için bunu bir işaret olarak algılamış ve şansını oyunculuk üzerine denemiş bir aktris üzerine yazmak istedim. Buraya kadar, özel birisinden değil de hepimiz gibi hevesleri olan ama bir şekilde farklı noktalara kaymak zorunda kalan gayet sıradan bir insandan bahsediyorum aslında. Sıradanlık hakkında dahası da var.. Profesyonel sinemaya atıldıktan hemen sonra evlenen ve 4 tane çocuk sahibi bir annedir bu satırların müsebbibi.

Sinemadan bağımsız hayatını, böylesi kısa özetleyebilmek adına atladığım çok ayrıntı varsa da artık sadede gelmekte fayda var. Zira dolu dolu 35 senelik bir sinema hayatına bulaştık bir kere.

Bu blogta yazı yazabileceksem ilk yazım, oyunculuk yeteneğinden sual olunmaz Meryl Streep hakkında olsun istedim. Dünya üzerinde onun oyunculuğuna laf edecek insan sayısı yok değildir elbette, ama istatistik ilminin ihmal edebileceği miktardadır herhalde… Ya da o kadar Meryl Streep hayranı birine ait ki okuduğunuz bu satırlar, objektiflikten fersah fersah uzak. Objektif olmadığını düşünenler için bile olsa, Meryl Streep’in oyunculuğu ve sinema tarihine bıraktığı izler hakkında bir kaç kelam etmek boynumuza borç. Aslında kendisi hakkında bir yazı dizisi yapılsa ancak altından kalkarız bu kariyerin. Bu sebeple de bir giriş yazısı olsun o halde.

merylstreep kramervskramer sinemasinema Sinemanin varlığına minnettar olduğu kadın: Meryl Streep

Sinematografisindeki tüm yapımlardan bahsetmek pek olası değilse de – zira ben irili ufaklı 67 adet yapım saydım – kendimce önemli gördüklerime ya da ödülle taçlandırılmış olanlara değinmek yerinde olacaktır diye düşünmekteyim.

Julia (1977) ile başlayan kariyerini, Woody Allen’ın yönettiği Manhattan’la ve The Deer Hunter gibi filmlerle devam ettirdi. 1979’a gelindiğinde Kramer vs. Kramer filmini izledi sinemaseverler. Dustin Hoffman ile oynadığı bu film kendisine o sene “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” Akademi ödülünü getirdiğinde 30 yaşında olduğunu hatırlatayım. 1982 yılına dek kariyerine çeşitli filmler ile devam ederken, savaş zamanı bir Nazi subayının yanında çalışan ve bu süreçte çocuklarının kurtulması için aralarında bir seçim yapmaya zorlanan bir kadına vücut veren Meryl Streep (Sophie’s Choice) ikinci Oscar’ını da “En iyi Kadın Oyuncu” olarak aldı.

Mike Nichols yönetimindeki Silkwood’u, Robert De Niro ile birlikte oynadığı Falling in Love’ı, Sydney Pollack yönetimde Robert Redford ile birlikte çevirdiği ve kült filmler arasında yerini alan Out of Africa’yı, Jack Nicholson ile oynadığı Heartburn’u, Clint Eastwood’un yönettiği ve Meryl’e eşlik ettiği Madison County Bridge‘i ve muhteşem köprü sekansını, Adaptation’ı, The Hours’u, zamanında epey ses geiren Angels in America’yı (2003), Denzel Washington eşlikli The Manchurian Candidate’i (2004), 2006 yapımı The Devil Wears Prada’yı, Mamma Mia ve Doubt’ı, Alec Baldwin’le başrolleri paylaştığı It’s Complicated’i ve yazamadığım bir dolu yapımı anlatmak için daha onlarca yazı yazmamız gerekir.

Tüm bu süreci 2011 yapımı ve yakın tarihin Demir Lady’si Margaret Thatcher’ı canlandırdığı The Iron Lady takip eti ve Kodak Theatre’ın sahnesi “En İyi Kadın Oyuncu” Oscar’ını almak için bir kez daha Meryl Streep’i ağırladı. Her zamanki naifliği ve zarafeti ile birlikte aday olduğu diğer aktristleri onurlandırarak sahnedne ayrıldı kendisi.

iron lady sinemasinema e1330724883104 Sinemanin varlığına minnettar olduğu kadın: Meryl Streep

Kuşkusuz başarının salt karşılığı sahip olduğu Oscar ödülleri değildir ama özellikle bu ödülün tanınmışlığa ve sektörde talep görmeye etkisi tartışılmazdır. 1977′da başladığı sinema hayatında, Katherine Hepburn ile birlikte Akademi ödülleri adaylık ve sahipliği konusunda rekortmendir. Hepburn’ün 4 ödülü, Streep’in bu seneki The Iron Lady (2011) ile birlikte 3 akademi ödülü, nam-ı diğer Oscar’ı bulunmaktadır. 17 adaylığı da cabası. Gerek yeteneği gerekse de akademinin kendisine duyduğu hayranlık göz önüne alınırsa 4 ödül rekorunu çok yakında alt edeceğine inancım sonsuz.