Babası Rus, annesi ise İtalyan olan günümüzün en iyi aktörlerinden biri olan Sean Penn 1960 Kaliforniya doğumlu. Barnaby Jones isimli dizide rol alarak başladı oyunculuk hayatına, tabi “Bizim Ev” dizisinin bir bölümündeki çocuk rolünü saymazsak.

Çocukluğundan beri filmlere ve film çekmeye meraklı olan Sean Penn günümüzün en iyi, en başarılı aktörlerinden biri. Bazıları ona “günümüzün James Dean’i” de diyor. Beş kere “En iyi erkek oyuncu” Oscar ödülüne aday oldu ve iki kere (Mystic River ve Milk) bu ödülü evine götürdü. Ben “Dead Man Walking” ve “I Am Sam” filmlerindeki performanslarını daha çok beğenmiştim.

Sean Penn 4 yıl Madonna ile evli kaldı ve boşandıktan 7 yıl sonra da şimdiki eşi Robin Wright Penn ile evlendi. Sean Penn, George W. Bush yönetimine çok tepkiliydi. Bunu sadece sözlerle ifade etmedi, İran, Irak ve Venezuela gibi ülkelere gidip “serbest muhabir” olarak ülkesinin politkasını eleştirerek, halkını bilinçlendirmeye çalıştı.

11’09”01 filmine kısa filmiyle katkı sağlarken de Bush yönetimine taş atıyordu. İlginçtir ki, Emre Altuğ’nun bir klibi Sean Penn’in bu kısa filminin kopyasıdır. 1991 yılında Sean Penn ilk kez kamernın arkasına geçip “The Indian Runner” filminin yönetmenliğini yapmıştır. En son yönettiği film “Into The Wild” eleştirmenler tarafından çok beğenildi ve uluslararası alanda toplam 13 ödüle layik görülmüştü.

Sean Penn “Colors” ardından da “Carlito’s Way” filmlerinde olağanüstü bir oyunculuk sergiledi. “Carlito’s Way” filminde Al Pacino gibi bir aktörü bile gölgede bıraktı. “Dead Man Walking” ve “I Am Sam” filmlerinde herkesi ağlattı.

Sean Penn sadece oyunculuğu ile değil, sanata olan duyarlılığı ve politik görüşüyle de herkesin takdirini topladı. 2008 Cannes Film Festival’inde jüri başkanı olacağı açıklandığında birçok kişinin dilinden aynı kelime döküldü: “Yakışır!”.

Sean Penn’in unutlmayan filmleri:

Colors (1988)

Carlito’s Way (1993)

Dead Man Walking (1995)

The Game (1997)

The Thin Red Line (1998)

I am Sam (2001)

Mystic River (2003)

21 Grams (2003)

Milk (2008)