İtalyan korku sinemasının duayeni ve gore/splatter sinemasının babalarından Lucio Fulci’nin son filmlerinin tarihleri konusunda kaynaklar çelişiyorlar, en sonuncu filminin hangisi olduğunu tam olarak saptayabilmek zor ama bunlardan Un Gatto nel Cervello (1990; Beyindeki Kedi; Nightmare Concert / Cat in the Brain) kesinlikle ünlü yönetmenin vasiyet filmi olarak değerlendirilebilir: Fulci bu filmin başrolünde bizzat kendisi oynuyor ve de kendisini canlandırıyor!
Fulci’nin kendi filmlerinden bol miktarda küplerin de yer aldığı bu son derece kanlı filmin (ortalama olarak her 7 dakikada bir cinayet izliyoruz!) konusu, çektiği kanlı korku/şiddet filmlerinin etkisiyle aklını yitirmeye başladığından kuşkulanmaya başlayan Fulci etrafında dönüyor…
Filmin başlangıcında Fulci’yi yeni bir şiddet/korku filminin senaryosu için notlar çıkarırken görüyoruz. Kamera, Fulci’nin başına zumluyor ve derken bir beyin görüyoruz. Bir kaç kedi bu beynin üstüne sıçrayarak onu parçalayıp yemeye başlıyorlar.
Jeneriğin ardından bir adamın, çıplak bir kadın cesedini elektrikli testereyle parçalayıp kıyma makinesinde öğütmesini ve bu kıymaları ahırdaki domuzlara vermesini izliyoruz. Bu, Fulci’nin çekmekte olduğu yeni filmden bir sahnedir. Fulci, çekimlere ara verip lokantaya gider ama garsonun servis yaptığı taze kıyma salatasını yemeyi içi kaldırmaz. Eve döndüğünde yan bahçede elektrikli testereyle odun kesmekte olan bir adamın gömleğinin kan içinde olduğunu görür. Çekmekte olduğu filmin kendisini fazlaca etkilemekte olduğunun farkına varan yönetmen, bir psikiyatriste gider. Aslında psikiyatristin de karısıyla sorunları vardır. Muayenehaneye ünlü yönetmen Fulci’nin geldiğini gören alımlı sekreter sevinir: “Belki filmlerinde oynatmak için yeni kızlar arıyordur.” Psikiyatrist Fulci’ye, çektiği filmlerle gerçek arasındaki sınırı kaybetmeye başladığı uyarısını yapar.
Stüdyoya geri dönen Fulci, şimdi de bir Nazi istismarı filmi (Fantasmidi Sodomo olsa gerek) çekmektedir. Genç bir Nazi subayı, yataktaki çıplak kıza “Sana işkence yapacağım ve sen bundan hoşlanacaksın” der. Fulci, oyuncuya talimat verir: “Onu sertçe tokatla!” Tokat sonucu, kızın dudağı kanamaya başlar. Fulci, talimatlarına devam eder: “Şimdi bu kanı yala!” Çekim böylece devam eder. Daha sonra film şirketi yetkilileri, Fulci’ye Almanya’dan gelen bir ekibin kendisi hakkında belgesel çekmek için beklediğini söyler. Fulci, odaya girdiğinde spotlar üzerine çevrilir ve bir kamera çalışmaya başlar. Bu andan itibaren Fulci, kendisini Naziler’in yer aldığı bir orjiyi çekerken bulur, hararetle talimat vermektedir: “Herşeyi çekin! Hepsini kaydedin!” Şirket yetkilisi, Fulci’yi zorla odadan dışarı çıkarır, kendisini kaybedip belgeselcilere saldırdığını söyler. Fulci özür dilemek için içeri girdiğinde yabancı ekibin şefi olan kadın Fulci’ye “Harikaydınız, ömrümde hiç böyle heyecanlanmamıştım!” der.
Fulci yine psikatriste gider. Psikiyatrist, onun bütün filmlerini izlediğini, Fulci’nin durumunu şimdi daha iyi anladığını söyler. Fulci, “Eğer aşk filmleri yapsam, kimse bilet almaz ki!” diye sızlanır! Fulci’yi hipnotize eden psikiyatristin niyeti başkadır. Bir sonraki sahnede bir fahişenin psikiyatrist tarafından son derece kanlı biçimde bıçaklanarak öldürülmesini izleriz. Fulci de olay yerinin yakınlarındadır, cesedi görür ve yine kendini kaybedip cinayeti kendisinin işlemiş olabileceğinden kuşkulanmaya başlar. Eve gittiğinde fırına yemek koyduktan sonra fırında kesik bir kadın kafası görmek gibi korkunç sanrılar görür. Psikiyatrist, kanlı cinayetler işlemeye devam eder ve her seferinde Fulci de cinayet mahalindedir. Fulci, yine psikiyatriste gider. Fulci’nin çektiği, bir adamın klasik müzik eşliğinde bir kadını kafasına sopayla vura vura öldürdüğü bir sahneyi birlikte izlerler. Psikiyatrist, Fulci’ye gördüğü “sanrıları” ayrıntısıyla yazmasını söyler. Tabii ki psikiyatristin asıl amacı, kendi işlediği cinayetlerin suçunu Fulci’nin üzerine yıkabilmektir. “Filmleri onu mahkum edecek! Zaten o aptal eski teoriler, perdedeki şiddetin gerçek yaşamdaki şiddeti tahrik ettiğini söylemez mi?!”
Fulci, kanlı sanrılar görmeye devam eder. Bunlardan bir tanesi, duş yapan bir kadının bıçaklanmasıyla ilgilidir; bu sahne, Psycho’daki ünlü duş sahnesinin Fulci tarzı yani son derece kanlı olarak yeniden çevrimi gibidir. Bir başka sanrıda ise bir adam, bir yatakta yatmakta olan çürümüş ve üzerinde solucanların oynaştığı bir cesedi dudaklarından öpmektedir. Öte yandan psikiyatrist videodan, Fulci’nin filmlerinden bir sahne (film içindeki filmlerin çoğu Qıuındo Alice ruppe lo specclıio’dan sahneler) daha izler. Bu sahnede bir adam gece uykusunda bile arya söyleyen bir kadını boğarak öldürmektedir. Psikiyatrist, boğazlanmakta olan kadının ekranda göründüğü sahnede filmi duraklatır ve sonra kendi karısının boğazını piyano teliyle keser. Boğazı kesilirken psikiyatristin karısının yüzü Fulci’nin filminde boğazlanan kadının televizyonda duraklatılmış görüntüsüne dönüktür! Psikiyatrist daha sonra ormanda genç bir kadını tırpanla öldürür. Fulci de yine cinayet mahallindedir ve düşüp bayılır. Uyandığında yakın bir arkadaşı, Fulci’ye cinayetleri psikiyatristin işlediğinin ortaya çıktığı müjdesini verir. Filmin finalinde Fulci’yi Perversion (Sapıklık) adlı bir teknede psikiyatristin sevgilisiyle birlikte görürüz. Balık tutmaya hazırlanan Fulci, genç kıza içeriden yem getirmesini söyler. Kız, kamaraya girer. Fulci de arkasından. Derken içeriden elektrikli testere sesi duyarız!… Fulci dışarı çıkar ve kanlar içindeki kesik el ve kulak parçalarını oltaya yem olarak takar… “Kes!” diye bir ses duyulur. Yakınlardaki başka bir teknede bir film ekibinin olduğunu görürüz. Fulci, “Nasıldı?” diye sorar. Öbür teknedekiler, çok iyi olduğunu söyleyip Fulci’ye “Güle, güle; iyi tatiller” derler. Fulci ve genç kız, tekneyle uzaklaşmaya başlar.
Trailerından ve resimlerden anlaşılacağı üzere Fulci bu filmde de kan revan konusunda elini korkak alıştırmamış ve filme olabildiğince –hatta abartılı- gore öğeleri yerleştirmiş. Ustayı bu bakımdan saygıyla anarken filmin +16 olması gerektiğine de inananlardanım zira etkisi uzun süre bünyeyi tehdit edebilir..
Yönetmen: Lucio Fulci
Senaryo: John Fitzsimmons, Lucio Fulci
Yapım: 1990 İtalya Süre: 87 Dakika
Oyuncular:Lucio Fulci, David L. Thompson, Jeoffrey Kennedy, Malisa Longo