Deprem; birçoğumuzun şahit olduğu bir olay ve yine birçoğumuzu korkutan, dehşete düşüren, büyük hüzne boğan bir doğa felaketi. Ben 1999 depreminde İstanbul’daydım ve depremin merkezine epey uzak olmama rağmen oldukça tırsmıştım ve hayrete düşmüştüm. Camdan dışarı baktığımda, karşı apartmanın bir dansöz gibi bel kıvırdığını hala gözlerimin önüne getirebiliyorum. Ardından yardım amaçlı gittiğim Gölcük’te gördüklerimi ise hafızamdan silemiyorum.
Aftershock filmi, 1976 yılında 7,8 büyüklüğündeki depremle yerle bir olan Çin’in Tangshan şehrinde yaşanan bir ailenin dramını konu alıyor, ancak yaşanan asıl dram, depremin meydana gelmesi ve 650.000 insanın ölmesi değil.
İzleyiciyi dehşete düşüren asıl olay, depremden sonra iki çocuklu ailenin başına gelenler. Dehşete düşüren ne olabilir ki demeyin. Bir anne, hiçbir annenin veya babanın veremeyeceği bir kararı vermek zorunda kalıyor. Göçük altında kalan iki çocuğundan sadece birini kurtarabilir, çünkü aynı kolonun altına sıkışmış olan çocuklardan birini çıkarmak için diğerinin ölmesi gerekir.
Henüz çocuk sahibi olmamama rağmen, bu düşünce beni çok korkuttu. Böyle bir karar nasıl verilebilir ki? Neye göre verilebilir? Nasıl seçim yapılabilir? İkisinden birini kurtarmak yerine ikisini de ölüme terk etmek bencillik olmaz mı? En azından biri yaşasın diye düşünür mü insan o durumda? Tüm bu sorular beni epeyce meşgul etti, ama hala bir sonuca varamadım. Umarım hiç kimse bu kararı vermek zorunda kalmaz.
Ancak Aftershock (Çince adıyla Tangshan Dadizhen) filmi bununla yetinmiyor. Dramı bir adım daha ileriye götürüyor. Son saniye kararıyla oğlunun kurtarılmasını istiyor anne, çünkü oğlunun sesini duyuyor ve onun hala hayatta olduğundan emin. Ancak hesaba katmadığı bir şey var. Anne, acı içerisinde “oğlumu kurtarın” dediğinde küçük kızı annesinin bu kararını duyuyor ve hayatta kalmayı başarıyor.
Bir tarafta anne, vermiş olduğu bu karar ile hayatını devam ettirmek zorunda kalıyor, diğer tarafta ise başka bir aile tarafından evlat edinilmiş olan küçük kız, annesi tarafından terk edilmiş olmanın duygusuyla baş etmeye çalışıyor.
Annenin ve kızın yaşadıkları, depremin dehşetini unutturuyor. Deprem meydana gelir, hayatta kalanlar yaralarını sarar veya sakat şekilde hayatına devam eder. Hayatta kalabildiği için şükreder. Ancak annenin ve küçük kızın yaşadığı yarayı sarmak o kadar kolay olmasa gerek ve Aftershock filmi bunu izleyiciye fazlasıyla hissettiriyor.