18 nisan 1974 doğumlu yani mevcut kariyerine bakıldığında oldukça genç sayılabilecek yaşta bir yapımcı/yazar/yönetmen Edgar Wright...

Kariyerine 1993 yılında kendi yazıp yönettiği “Dead Right” isimli kısa filmle başlayan yönetmenimizin 1999 tarihine kadar yaptığı işler aslında o kadar da ilgi çekici değil lakin 1998 yılında bir sezon (6 bölüm) yayınlanan “Is It Bill Bailey?” isimli show’a ayrı bir başlık açmak gerek çünkü bu show da başrol Bill Bailey’e (Black Books) eşlik eden ve sonraki 15 sene Edgar Wright ile bir nevi ortaklık yürütüp harika projelere imza atacak olan Simon Pegg ile ilk çalışmaları bu diziyle oluyor.

Spaced (1999-2001)

Spaced (1999-2001)

Edgar Wright - Simon Pegg ortaklığının ilk meyvesi tv dizisi. Aslında kariyerlerinin çapraz gidişatına bakılırsa Edgar Wright - Pegg- Nick Frost- Jessica Hynes ortaklığının ilk meyvesi de denilebilir.

20’li yaşlarında 2 Londra’lı Tim (Simon Pegg) ve Daisy (Jessica Hynes) tesadüfler eseri aynı evde yaşamaya başlar. Yalnız bir sorun vardır, ev sahibesinin tepkisinden çekinen çift herkese kendilerini bir “çift” olarak tanıtmak zorundadır. Sadece 2 sezon ve 14 bölüm çekilen, 14 bölümün tamamı Jessica Hynes ve Simon Pegg tarafından yazılıp Edgar Wright tarafından yönetilen dizi ilk saniyesinden itibaren çene ağrıtan bir kahkaha tufanı ve benim diyen sinefilin takip etmekte zorlanacağı bir gönderme bombardımanı olarak tanımlanabilir. Tim, Jessica, komşuları, arkadaşları arasında geçen dizi halen gelmiş geçmiş en eğlenceli tv işlerinden biri kabul edilir. 

Shaun of the Dead (2004)

Shaun of the Dead (2004)

Edgar Wright, Simon Pegg, Nick Frost üçlüsünün efsane üçlemesi “The Cornetto Trilogy”nin ilk filmi. Çektiği filmlerin neredeyse tamamında klasikleşmiş filmlerin klişe olmuş örneklerine farklı bir açıdan bakan Edgar Wright bu filmde tembel, işe yaramaz, kız arkadaşı tarafından terkedilmiş, annesiyle arası bozuk kısacası hiç bir işi doğru gitmeyen Shaun’un (Pegg) hayatını yoluna koymaya çalışırken bir yandan da virüs salgını sonucu zombiye dönüşmüş tüm bir ülke vatandaşları tarafından canlı canlı yenmemeye çalışmasını izliyoruz. Mizahının ve göndermelerinin yanında film İngiliz toplumunun zombi olarak nitelenmesi için bir virüs salgınına ihtiyaç olmaması gibi güçlü bir alt metne sahip. İçeriğinden ve filmde kullanılan renk skalasından da anlaşılabileceği gibi Cornetto Üçlemesinin kırmızı (çilekli) olanıyla temsil ediliyor.

Hot Fuzz (2007)

Hot Fuzz (2007)

Üçlemenin mavi (vanilyalı) cornetto’su ve temel olarak polisiye (boys in blue) film parodisi. Londra’nın gelmiş geçmiş en başarılı polis memurlarından, kuralcı ve disiplinli Nicholas Angel’ın başarısının iş arkadaşları ve üstleri tarafından farkedilmesi, haliyle oluşturduğu hoşnutsuzluk ve sonucunda tam manasıyla “hiçbir olay” olmayan yeşillikler içinde bir kasabaya şutlanmasıyla başlayan film kasabada

Bazı alışık olunmayan olaylar olmasıyla hareketlenmeye başlar. Angel ve kasabadaki yeni ortağı genç, deneyimsiz Danny bir anda silahlı çatışmalar ve patlamaların ortasında kalır.

İlk filmin getirdiği muazzam başarının altında ezilmeyen Hot Fuzz yine kahkahanın dibine vurmamızı sağlasa da dışarıdan sakin ve efendi görünen kasabanın içinde dönen pisliklerle yine İngiliz toplumuna okkalı bir tokat sallamayı ihmal etmiyor.

The World’s End (2013)

The World’s End (2013)

Yeşil (naneli) cornetto ve tabi ki uzaylı filmleri. Edgar Wright‘ın her filminde yükselen grafiği dolayısıyla mıdır bilinmez serinin ve ekibin seyirciyi en tatmin etmeyen filmidir. Pegg’in geçmiş başarısızlıklarına saplanıp kalmış Gary King’i canlandırdığı filmde Gary, gençliklerinde asla başaramadıkları bir gece ve 12 bar içeren alkol maratonunu tamamlamak için artık işine gücüne yaşam gailesine dalmış arkadaşlarını ikna için yola çıkar. yakın tarihli olması sebebiyle şimdilik çok açık vermek istemiyorum. Üçlemenin komedi, absürtlük, eğlence ve gönderme geleneğini bozmayan bir film olduğunu söylemekle yetineceğim.

Scott Pilgrim vs. the World (2010)

Scott Pilgrim vs. the World (2010)

Ağırlıkla İngiltere’de olsa da tüm dünyada sinefillerin dikkatini çekmeyi başaran Wright’ın Amerika çıkarması. zaten olması beklenen bu çıkarmanın bir çizgi roman uyarlamasıyla olmasını pek kimse beklemiyordu. Hele ki çizgi roman uyarlaması denilince Marvel ve DC dışında işlere pek yüz vermeyen bir sektörde (Watchmen’i ayrı tutarak) naifliğiyle göze çarpan bir graphic novel’dan olması tam bir sürpriz oldu.

Bass çalan sıradan bir genç olan Scott bir gün hayallerinin kızıyla karşılaşır. Birlikte olabilmelerinin tek yoluysa kızın 7 şeytani eski sevgilisini bertaraf etmesinden geçmektedir. Özellikle 90’ların çocuklarına ve arcade meraklılarına şifa niyetine bir film. Kadroda Michael Cera, Alison Pill, Mary Elizabeth Winstead, Jason Schwartzman gibi isimler olsa da cast açısından Kieran Culkin’in harikalar yarattığı, Edgar Wright‘ın imzasını attığı her sahnesinden belli olan ama bir o kadar farklı bir film

Edgar Wright‘ın dikkat çeken ilk işi Spaced’ı henüz 25 yaşında çektiğini hatırlatmakta fayda var. Esas olarak klişeleşmiş filmleri tiye almak gibi bir kariyeri var gibi görünse de sinamasal açıdan renk kullanımı, kamera ve sahne geçişleri, karşılıklı sahnelerdeki açı kullanımı ile, her filminde hatta aynı film içinde tekrarlanan sahnelerle attığı imzasıyla takdiri sonuna kadar hakeden bir yönetmen Edgar Wright. Bütün bunların bir de klasik İngiliz sarkazmını da barındıran muhteşem bir mizah anlayışı ve zeka ile set halinde geldiğini düşünün. üstüne bir de harika soundtrackler ve müzik kullanımı ekleyin (Shaun of Dead’de kullanılan 3 Queen şarkısı ve kullanıldıkları sahneler bile tek başına yeterli). Tüm yazının özetine ulaşmış olacaksınız.

Son olarak dahil olduğu Ant-Man projesinden ayrılan Edgar Wright‘ın ve The World’s End’den beri gündemde başka projesi yok.