1. I see dead people
1999 yapımı olan ve başrolünde Bruce Willis’in oynadığı The Sixth Sense, vizyona girdikten sonra geniş bir hayran kitlesi edinmiştir. M. Night Shyamalan’ın kariyerini birden bire zirveye çıkaran bu film, yönetmenin en etkileyici filmi kabul edilmekte. Filmde geçen bu replik, özellikle 2000’li yılların başından sonra büyük bir popülerlik kazanmış ve neredeyse her yerde kullanılır olmuştur. Birçok dizi ve yazıda göndermelerde bulunulmuş, çekilen parodilere konu olmuştur. Cole karakterinin Dr. Malcom’a söylediği bu söz insanların hafızasında kalıcı bir yer etmiştir.
2. Good morning vietnam
Sanırım yakın zamanda kaybettiğimiz Robin Williams hakkında, akla gelen ilk şeyin bu olduğunu söylemek yanlış olmaz. Aynı adlı film, Vietnam’a askerlik görevini yapmak için gönderilen bir DJ’in radyo programı yapmaya başlaması ve programı bu cümleyi söyleyerek –daha doğrusu bağırarak- açmasıyla ivme kazanır. Bu söz, filmi izleyen herkeste bir etki bırakmayı başarmıştır ve Robin Williams’ın da Oscar adaylığı almasında da çok büyük bir payı vardır. Açıkçası bütün çocukluğu, filmi izlemediği halde bu repliği tekrar ederek geçen biri olarak ne söylesem az. Bu cümle böyle acayip bir etkiye sahiptir.
3. Say my name
Breaking Bad’in hayatımıza girmesiyle beraber ortaya çıkan, sinema/televizyon tarihinin en önemli karakterlerinden biri olan Heisenberg’ün kullandığı efsanevi repliklerden biridir. Eğer adınız Heisenberg ise ve bir kimya öğretmeni olarak bu kadar etkileyici bir özgeçmişe sahipseniz, sizin de karşınızdakini etki altına almak için kullanmaktan çekinmeyeceğiniz güzide bir söz olarak elinizin altında bu tip bir cümle olmasında fayda var.
4. O captain, my captain
Aslında Walter Whitman’ın, Abraham Lincoln için onun ölümünden sonra yazdığı aynı adlı şiirdeki bu söz, herkesin diline Dead Poets Society filminden sonra takılmıştır. John Keating öğrencilerinden kendisine böyle seslenmelerini istemiştir ve okuldan ayrıldığı son sahnede öğrencilerinin, sıraların üzerine çıkarak ona böyle seslenmeleri bir fenomeni doğurmuştur. Sahnenin duygusuyla beraber hep ayakta kalan bir hitap şekli olarak, günümüze kadar gelen kült ve popüler bir söz oluşmuştur. Orijinal şiiri ise Can Yücel, “Oy reis! Koca reis!’’ olarak çevirmiştir.
5. The First Rule of Fight Club
Kitap ve film olarak Fight Club, bir nesli etkisi altına alan, bir başyapıt olan ve akıllardan silinmeyen bir etkiye sahiptir. Ve filmin en etkileyici sahnelerinden birinde Brad Pitt yani Tyler Durden bu sözleri söyleyerek bütün ilgisi üzerine çeker. Ve o noktadan sonra kıyamet kopar. İnsanlar üzerinde filmlerin kitaplardan daha çok etki yarattığını düşünürsek, Brad Pitt’in de etkisiyle bu söz, bir zamanlar neredeyse her köşe başında duyulur olmuştu. Halen popülerliğini koruyan bu söz, etkisini uzun bir zaman da kaybedeceğe benzemiyor.
6. This is Sparta!
300 filminin, bir efsaneyi efsanevi biçimde anlatma konusunda listenin üst sıralarında olduğu aşikâr. Filmin bütün vuruculuğunu tek bir söz sırtında sapa sağlam taşıyor dersek de yanlış olmaz. Bu söz Leonidas’ın bütün filme bir karakter verdiği anı oluşturuyor. Ve bu sözün, neredeyse filmin popülaritesini aşan bir şekilde büyüdüğünü de söylemek gerek. Bugünlerde sosyal medyada veya sokaklarda görülen ve “This is” ile başlayan her cümle “Sparta” ile bitmese de, harekete geçirici unsur olarak bu sözden esinlenilmiş olduğunun altını çizmek gerek.
7. I am not in danger, I am the danger!
Breaking Bad’de yer alan, aynı kişinin fakat farklı karakterin ağzından duyduğumuz bir diğer cümle… Walter White’ın, yalnızca suç dünyası için değil kendi ailesi için de Heisenberg’e dönüşmeye başladığı ve bir kırılma noktası olan sahnede, karısının sürekli korkan ve endişelenen hallederinden bıkan Walter, korkması gereken kişinin kendisi değil; kendisinden korkulacak kişi olduğunu üstüne basa basa söylemiştir.
8. Run Forrest Run!
Sinema tarihinin en sempatik ve masum olduğu söylenebilecek karakterlerinden biri olan Forrest Gump’ın, aynı isimli filmde büyük aşkı Jenny’nin kendisine saldıran üç küçük serseriden kaçması için bağırdığı ve Forest’ın koşarken hızlanmasına engel olan protezlerini parçalayarak kurtulduğu sahnenin efsaneleşmesini sağlayan cümle: Run Forest, run!
9. Big brother is watching you!
George Orwell’in alegorik romanı ve edebiyat tarihinin en bilinen distopyası Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’ün, 66 yıldır eskimemiş ve etkisini kaybetmemiş cümlesi… Romanda, merkezi otoriteye karşı gelinmemesi ve mutlak itaatin sürdürülmesi amacıyla insanlar üzerinde devletin onları sürekli izlediği paranoyasını oluşturmak için dillendirilen bir uyarı cümlesi olarak karşımıza çıktı. Aslında günümüz devletlerinin, o veya bu şekilde toplumu kontrol altında tutmak için çeşitli yollara başvuracağının uyarısıydı; son 20 yılda aynı isimle, İngiltere başta olmak üzere onlarca ülkede realiti şovlarına dönüştü.
10. The Show Must Go On
Bir Queen şaheseri olarak “The Show Must Go On”, mükemmel bir şarkı olmanın da ötesinde bir kıymete sahip. İçinde barındırdığı felsefe ile güçlü bir metafor olarak neredeyse her duruma uygun olarak kullanılan bu söz, söylenildiği her ortamdaki amaca neredeyse Freddie Mercury’nin sesi kadar eşsiz bir anlam kazandırıyor. Tabi hepsine değil. Ama acının, engellerin üzerinden geçip yola devam etmeyi şart koşan her amaç, bu sözün kendisine kattığı felsefe ile daha da güçleniyor. Tabi bu kadar kutsal sayılabilecek amaçlar olmasa da, neredeyse günlük bir çok problemde bu sözü kullanmadığımızı söylemek güç.
11. May The Force Be With You
Star Wars serisinde kullanılan ve Jedi şövalyeleri için bir temenni olan bu söz ilk olarak Star Wars: A New Hope ve Star Wars: The Empire Strikes Back’te kullanılmıştır. Orijinal seride kullanılıp çok sevilen bu söz yeni filmlerde de es geçilmemiş ve Star Wars fanları için vazgeçilmez bir kültür doğmuştur. Bu sözün etkisi şakalaşmalar ve popüler kültürde kullanılmaktan da öteye geçmiş ve büyük bir etki doğurmuştur. Sözün Mayıs’ın 4’üne çağrışım yapmasından dolayı bahsedilen bu tarih Star Wars günü ilan edilmiştir ve her sene bütün dünyada büyük organizasyonlar ve eğlencelerle kutlanmaktadır. Star Wars efsanesinin akıllarda hep taze kalmasındaki en büyük pay belki de bu repliğe aittir.
12. You shall not pass
Modern zamanların önemli kitaplarından biri kabul edilen ve en geniş hayran kitlesini elinde bulunduran The Lord of the Rings, 1954 yılında 3 parça halinde yayımlanmaya başladı. İlk büyük bütçeli film ise 2001 yılında, yine ilk kitapla aynı adı taşıyan The lord of the Rings: The Fellowship of the Ring olarak vizyona girdi. Bu filmde Gandalf’ın, Khazad-dûm köprüsü üzerinde Balrog’a söylediği bu söz, adeta bir virüs gibi bütün her yere yayıldı. Aslen kitapta “You can not pass’’ olarak geçen bu cümlenin ufak çapta değişmesi, filmdeki etkileyici sahne ile beraber pek de bir sorun yaratmadı ve herkesin favori repliklerinden biri olmayı başardı. Tabi Sir Ian McKellen’ın etkileyici oyunculuğu da bu efsanenin varlığını sağlayan en güçlü unsurlardan biri olduğunu göz ardı etmemek gerek.
13. Winter is coming
George R. R. Martin’in usta kalemin kitaba, kitaptan da diziye dönüşen ve 21. yüzyılın en önemli televizyon/sinema eserlerinden biri olan Game of Thrones’un mottosu diyebileceğimiz bu üç kelime, Stark ailesinin sloganı olsa da 7 Krallık’taki her insanın kabusunu nitelemektedir. Çünkü kışla gelen yalnızca soğuk değil; ölümün kendisidir. Sosyal medyanın en çok kullanılan cümlelerinden biri ve televizyon dizilerinin favori parodisi haline gelmesi uzun sürmemiştir.
14. Why so serious?
En sevilen kötü karekterin, en sevilen cümlesi: Why so serious?! Özellikle The Dark Knight filminden sonra dillere pelesenk olan ve hemen her alanda çokça kullanılan Joker’in bu cümlesinin, aynı zamanda karakterin hayatını şekillendiren felsefe ile de çok tutarlı bir ilişkisi var. Özellikle milyarlarca doları bir çırpıda ateşe verebilecek birinden, ciddi olmasını beklemenin anlamsız olması gibi.