Modern yaşam kültürüne geçmeye başladığımız şu günlerde artık geçmişten beri süre gelmiş bazı alışkanlıklarımız değişmeye başladı. Yaşam standartlarımız, giyim tarzımız, kullandığımız iletişim araçları ve özellikle de beslenme kültürümüz kısacası hemen her şey. Özellikle beslenme kültürümüz diyorum çünkü son günlerde bu konu üzerine birçok tartışmalar yaşanıyor. Bundan sadece 20-25 yıl öncesine kadar hızlı üretim sağladığı ve çok daha ekonomik olarak gösterildiği için seralarda üretilmiş besin ürünlerini tercih edilirken, artık bu alanda uzman olarak adlandırılan kişiler tarafından yapılan açıklamalarla insanlar organik besinlere yönlendirilmeye başlandı. Hatta artık sıradan üretimin sağlığa zararlı olduğu ve sağlığımızı korumak istiyorsak organik besin tüketmemiz gerektiği olgusu da oluşmaya başladı.
Organik Besin Dediğimiz Şey Aslında Bir Para Tuzağımı
Son zamanlarda artık her beslenme uzmanın veya insan sağlığı konusunda çalışma yapan herkesin dilinde dediğimiz gibi “organik besin” kelimesi var. İnsanlarda da artık bu yönde bir algı oluştuğu muhakkak. Bu nedendendir ki sürekli bir organik besin arayışı içerisindeyiz. Tabi bu durumdan yararlanan fırsatçılarında olduğunu söylemek lazım.
Organik Besinlerde Fırsatçılara Dikkat
Örnek vermek gerekirse; sıradan hemen her gün tükettiğimiz bir besin olan domatesi ele alalım. Zihnimizde oluşan bu organik besin algısı yüzünden sıradan bir domates için bile organik arayışı içerisine giriyoruz. Belki gerçekten organik alacağımız domates sağlık açısından bize yarar sağlayacak. Belki de bu derece hava kirliliğinin olduğu, sürekli sigara ve alkol gibi zararlı maddelerin tüketildiği bir ortamda organik domates tüketmenin bir faydası olmayacak. Peki, organik bir domatesin yaralı olup olmayacağını nasıl anlayacağız? Acaba gerçekten dediğimiz gibi organik besin fırsatçıların bir tuzağı mı? Yoksa gerçekten verdiğimiz yüksek ücretlere değecek bir yarar alabiliyor muyuz? Tüm bu soruları cevaplaya bilmek için organik besinin ne anlama geldiğini, nasıl üretildiğini, farkının ne olduğunu öğrenmemiz ve gerçekten organik besinin bize katkı sağlayıp sağlayamayacağını değerlendirmemizde yarar var.
Peki, Organik besin nedir? Sıradan Üretimle Yetiştirilen Ürünlerden Ne Farkı Var?
Şimdi organik besin konusunu birazda teknik bir açıdan değerlendirelim. Organik besin ne demek? Neden sera yetiştiriciliğinden daha sağlıklı görülüyor? Ya da bize gerçekten söylenen bu bilgiler doğru mu? Evet başlayalım. İlk olarak şunu söylemek gerekiyor ki hiçbir kimyasal kullanılmamış ve direk toprağa bırakılarak yetiştirilmesi amaçlanmış olan ürünlere organik ürünler dememiz hem doğru hem de yanlış. Zira bireysel yetiştiriciler için, daha da açarsak evinizde yetiştirdiğiniz saksınızda büyüttüğünüz domates, biber ve benzeri besinler için elbette ki bu şekilde üretilebilen ve organik olarak adlandırılan besinler dememiz mümkün. Ama olaya biraz daha geniş bir çerçeveden bakacak olursak bir hasatta binlerce kilo ürün alması gereken üretici için bu tarzda bir yetiştirme şekli uygun olmayacaktır. Zira belli gübreleri kullanmadan, belli desteklere başvurmadan ürün yetiştirmek hatta kilolarca ürün yetiştirmek mümkün değil. Bu açıklamayla bir nevi organik ürün tanımının “toprağa tohumu at ürün çıksın” şeklinde olmadığını belirtmiş oluyoruz. Bunun dışında aslında organik besinlerle standart üretim besinler arasında en azından besin değeri açısından çok fazla değişim olmadığını biliyoruz. Asıl önemli olan ve merak edilen standart kullanılan kimyasal maddeler; yine domatesi örnek gösterirsek, domatesi ne kadar etkiliyor? Yapısında bir bozulmaya diğer bir değişle hormon dengesinde bozulmaya neden oluyor mu?
Üretimde Hangi Maddeler Kullanılıyor? Hangi Kimyasallar Zararlı?
Yazımızın başından beri domates üzerinden örneklerimiz verdik. Şimdide düzeni bozmayalım domates üzerinden anlatımımıza devam edelim. Öncelikle sıradan domates üretiminin nasıl yapıldığı konusunda bilgi vermekte yarar var. Domates yetiştiriciliğinin büyük bir önem istediğini belirterek başlayalım. Ve verilere göre ülkemizde en çok yetiştirilen ürünlerinden birinin de domates olduğunu söyleyelim.
Domates Yetiştirilen Bölgeler ve Yetiştirme Oranları
Gelelim üretime. Standart üretim için öncelikle domates tohumunun ekileceği fide kalıpları hazırlanıyor. İlk aşamada çimlenme için fide kalıplarında bulunan toprak iyice sulanıyor. Toprağın tamamen nemlendirilmesinden sonra ise tohumlar ekiliyor. Uygun ortamda yaklaşık 12-15 derecelik bir sıcaklıkta 5 ile 13 gün arasında çimlenme sağlanıyor. Sağlıklı fideler oluşmaya başladıktan sonra toprağın hazırlanması gerekiyor. Genelde nemli bölgelerde yetişen domates için derin kazılan toprak sulanır ve ardından fidelerin ekimi yapılıyor. Ekimden sonra ise toprağın düzenli olarak işlem görmesi gerekiyor. Çapalama, sulama ve benzeri işlemleri de düzenli olarak yaptıktan sonra 80 ile 100 gün sonrasında hasat elde edilmeye başlanıyor. Genel olarak domates üretimini bu şekilde özetleyebiliriz. Tüm bu aşamalarda bahsetmediğimiz ve organik domates, sıradan domates ayrımını yapan maddelere gelelim. Burada asıl farkı yaratan da zaten bu maddeler. Organik üretim dediğimiz zaman kullanılacak olan gübre, kullanılan koruma maddeleri ve buna benzer tüm maddeler değişir. Organik besinlerde tamamen hayvan ve bitki temelli doğal gübre kullanılır. Yapay ya da kimyasal bir madde kullanılmaz. Standart üretimde ise böceklere karşı kimyasal ilaçlar ve yapay gübre desteği alınır. Bu nedenle de organik besinlerde böcek oluşumu gözlenebilir.
Böcek Olması Organik Olduğu Anlamına Mı Geliyor?
Verdiğimiz tüm bilgilerden sonra organik besinlerde yanlış bir olgunun olduğunu da söylememiz lazım. Özellikle pazarlarda, hatta büyük alışveriş merkezlerinde organik adı altında satılan besinlerde bazen deformasyonlarla karşılaşabilirsiniz. Hatta bazı kesimler “alacağımız domates, biber, elma ve benzeri ürünlerin içerinden böcek çıkması organik olduğunu gösterir” ifadelerini kullanıyor. Peki, gerçekten durum bu mu? Yani artık alacağımız ürünlerde böcek mi aramamız lazım? Yoksa buda popülist fırsatçıların başka bir oyunu mu? Aslında bunu söylemek oldukça zor. Organik besin konusunda gerçekten uzman olan kişilerin yaptıkları açıklamalarda organik besinin böceklerle dolu olan besin anlamına gelmediği söyleniyor. Zira bunun için kullanılan doğal koruma maddeleri de var. Hatta bazı üreticilerin böyle bir oyun yaparak sera ürünlerini organik diyerek sattığını da biliyoruz. Bu nedenle “kurtlu domates organiktir, ve mutlaka organik ürün satın alınmalıdır” yorumlarının gerçeği pek de yansıtmadığını söylemek gerekiyor.
Son Olarak;
Bu kadar bilginin ve bu konuda hakim olan görüşlerden bahsettikten sonra gelelim asıl meseleye. Evet, gerçekten organik besin denen bir olgu var. Hatta belli ölçüde organik besinlerin söylendiği gibi sağlığa fayda sağladığını da kabul edebiliriz. Ama asıl yanlış yaptığımız şey organik besinleri bir çılgınlık haline getirmek. Bu cümle belki ilk bakıldığında anlamsız gelebilir, ama bir düşünün organik besin almak için market market gezmeye başladık. Üretiminin gerçekten organik olup olmadığını bilmeden, sıradan bir domatese ya da elmaya hangi ürünü isterseniz, onlarca lira vermek, bunun yanında organik besin tüketimini bir yarış haline getirmek ne kadar doğru? Bu aslında bir çılgınlık değil mi? Elbette ki organik besin sağlık için faydalı yazımız boyunca bundan bahsettik. Ama gerçekten hemen her gün soluduğumuz havada bile zehir varken tek sorunumuzun organik besin tüketmemek olduğunu düşünmek doğrumu? İşte tüm bu soruların cevabı görüşlere ve anlayışlara göre değişiyor. Son olarak şunu söyleyebiliriz, organik besin sağlık açısından önemli. Ama sadece organik besin tüketip tüm sağlık sorunlarından korunacağımızı düşünmekte yanlış.