Büyük sanat eserlerinin bir çeşit sırrı olduğunu biliyor muydunuz? Bir hikaye, gizli bir resim veya çift anlam bir eserin içinde gizlenmiştir belki.

1. Salvador Dali'nin intikamı

Salvador Dali'nin intikamı

"Penceredeki Figür" resmi Dali henüz 21 yaşındayken 1925'te yapıldı. Henüz eşi Gala Dali'nin hayatına girmediğinden, Dali'nin kızkardeşi Ana Maria Dali için ilham kaynağı oldu. Zaman geçtikçe kardeşlerin arası açıldı. Hatta Dali "kardeşimin portresi üzerine tükürüyorum ve bu bana büyük bir zevk veriyor" demiştir. 1949'da Ana Maria "Kız kardeşinin gözününden Salvador Dali" kitabını yazmıştır. Bu duruma çok bozulan Dali bunu sık sık dile gemiştir. En sonunda 1954'te Dali "Kendi bekaretini bozan genç bakire " tablosunu yaptı. Pozisyon, saç, mekan ve renk skalasını "Penceredeki Figür" tablosu ile oldukça benzerdi. Dali'nin ikinci resminin Ana Maria'nın yazdığı kitaba karşı bir intikam olduğu söylenir.

2. İki yüzlü Danae

İki yüzlü Danae

1960larda Danae tablosuna X-Ray ile bakılması büyük bir sırrı açığa çıkardı. Resmin orjinalinde, Rembrandt'ın ilham perisi Danae'nin yüzü ressamın karısı Saskia'nın yüzüydü. Karısının ölümünden sonra Ressam Danae'nin yüzünü değiştirip bu defa sevgilisinin Geertje Dircx'in yüzünü kullandı. Mitolojideki Danae Zeus'la olan ilişkisi ile bilinir. Rembrandt'ın kendi ilişkisini bu tabloya yansıttığı da kuvvetle muhtemeldir.

3. Vincent van Gogh'un sarı yatak odası

Vincent van Gogh'un sarı yatak odası

1888'de van Gogh Fransa'nın güneyindeki Arles'te küçük bir stüdyo satın aldı. Bu stüdyoda Parisli sanatçı ve eleştirmenlerden uzaklaşma şansı bulmuştu. "Arlesdeki yatak odası" tablosundaki renkler ve bütünsel sıcaklık eserin önemli yerleriydi çünkü oda rahatlığı ve güveni temsil etmeliydi. Fakat van Gogh uzmanlarının bu konudaki görüşü farklı idi.  Böylesi alışılmadık renk kullanımı için farklı bir açıklama sunuyorlar. 

Van Gogh bu resmi yaparken epilepsi hastalığı için yüksük otu içiyordu. Bu renk algısını çok azaltan bir ilaçtı. Bu nedenle van Gogh tabloda yansıdığı gibi çevresini sarı ve yeşil olarak görmüştü.

4. Dişsiz Mükemmelliyet

Dişsiz Mükemmelliyet

Mona Lisa eseri hem mükemmelliği hem de gizemi ile ünlüdür. Amerikalı sanat uzmanı ve part-time diş doktoru JosephE. Borkowski asıl Mona Lisa'nın dişlerinin olmadığını iddia ediyor. Borkowski tabloyu çok yakında inceleyerek Mona Lisa'nın ağzının etrafında bazı yaralar görmüştür. Mona Lisa ifadesi ön dişlerini kaybeden insanların takındığı bir ifadedir. Dudak etrafının yakın bir incelemesi ön diş kısmına bir güç uygulanmış olabileceğini söylemektedir.

5. Binbaşı Nişanı

Binbaşı Nişanı

Binbaşının Nişanı tablosu halka ilk sunulduğunda insanlar sesli gülmüştü. Fedotov resme sadece o zamanki insanların anlayabileceği eğlenceli ve ironik elementler eklemişti. Örneğin, resimdeki binbaşı o zamanki görgü kurallarına uymaz. Gelin ve annesi için çiçekler getirmemiştir. Ayrıca gelin gündüz vakti gece elbisesi giymiştir.(Gündüz olduğunu odadaki bütün ışıkların kapalı olduğundan anlıyoruz.) Büyük olasılıkla genç kadın o zamanlar için derin dekolteli bir elbise giymişti. Bu nedenle resimde utanmış görünüyor ve odasına saklamya çalışıyor.

6. Özgürlük neden çıplaktır?

Özgürlük neden çıplaktır?

Sanat tarihi uzmanları Delacroix'nın tablosunda, erkek kardeşinin ölümünden sonra hemen barikatlara koşup 9 muhafızı öldüren devrimci çamaşırcı Anna-Charlotte'tan ilham aldığını söylerler. Sanatçı Anna-Charlotte'u çıplak göğüslü resmeder. Delacroix'ya göre açık bir göğüs cesaret, adanmışlık ve demokrasinin zaferini temsil eder. Çıplak göğüs Özgürlüğün diğer kadınlar gibi korse giymediğini gösterir.

7. Çok da kare olmayan bir kare

Çok da kare olmayan bir kare

Malevich'in "Siyah Kare" eserinin ne siyah ne de kare olduğunu biliyor muydunuz? Ne çerçeve ne de kenarlar birbirine paraleldir. Aynı zamanda "Siyah" renk diğer birçok rengin karışımından oluşan bir renktir, siyah boya değildir. Uzmanlar bunun dinamik ve hareketli bir biçim yaratmak arzusuyla böyle yapıldığını belirtirler, sanatçının resmi boşlamış olmasından değil..

8. Bir Tanrı, Bir Şeytan

Bir Tanrı, Bir Şeytan

1902 senesinde Macaristanlı sanatçı Csontváry Kosztka Tivadar "Yaşlı Balıkçı" tablosunu yaptı. Resim ilk bakışta sıradan görünüyor ama resimle çok entresan bir durum var. Bu eserde Tivadar kendi ölümüne kadar farkedilmeyen birşey ima etmiştir. Resimde tek kişi varmış gibi görünse de, resim ortadan ikiye bölünerek bakıldığında her bir simetri farklı karakterleri yansıtmaktadır. Resim bütün olarak her insanın içinde bir tanrı (balıkçın sağ omzu) ve bir şeytan ( balıkçının sol omzu) olduğunu gösterir.

9. Avusturyalı Mona Lisa'nın Dramı

Avusturyalı Mona Lisa'nın Dramı

Klimt en ünlü tablosunda Avusturyalı şeker üreticisi Ferdinand Bloch-Bauer'in eşinin resmini yaptı. Bütün Viyana Klimt'in ilham perisi ile yaşadığı aşkı konuşuyordu. Adele'in kocası durumun farkındaydı ve sevgileler intikam almak istedi. Fakat bunun için farklı bir yöntem buldu. Klimt'ten Adele'in bir portresini sipariş etti ve Klimt'e yüzlerce eskizini yaptırdı. Böylece sanatçının karısından sıkılacağını umuyordu. 

Bloch-Bauer bu projenin bir kaç yıl sürmesini istedi. Böylece eşi Adele, Klimt'in duygularındaki azalmayı görebilecekti. Bloch-Bauer Klimt'e yüklü bir ödeme yaptı ve herşey plandığı gibi yürüdü. Eser 4 yılda bitti ve sevgililer bu süre içinde çoktan birbirlerinden soğumuştu. Adele Klimt'le olan ilişkisinin kocası tarafından bilindiğini hiç öğrenmedi...

10. Gaugin'i hayata döndüren resim

Gaugin'i hayata döndüren resim

Gaugin'in bu en ünlü eseri sanatçıyı çok etkileyen esrarlı metinler gibi sağdan sola okunmalıdır. Resim insanın ruhsal ve fiziksel hayatının alegorisidir. Ruhun doğuşundan ( sol köşedeki uyuyan bebek), ölümün anının kaçınılmazlığına ( sağ köşedeki ağzında kertenkele tutan kuş) değin bir gelişim yaşar. Gaugin bu resmi uygarlıktan kaçıp sığındığı Tahiti'de yapmaktaydı. Fakat bu kaçışı başarısız oldu. Aşırı fakirlik onu ağır bir depresyona soktu. Ruhsal vasiyeti olacak bu resmi bitirdiğinde Gaugin bir kutu arsenik aldı ve dağlara intihar etmeye gitti. Ancak dozu iyi ayarlayamamıştı ve intihar girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Ertesi sabah kulübesini gitti ve uyuyakaldı. Uyanır uyanmaz hayata karşı daha önce unutmuş olduğu bir yaşama arzusu hissetti. Böylelikle 1898'de hayatında daha başarılı olduğu bir dönem başlamış oldu.