Ölüm, zengin fakir, güzel çirkin, yaşlı genç, güçlü güçsüz kısacası 7’den 77’ye hemen herkesin bir gün yaşayacağı bir olaydır. Ölüm için tek farklılığın zaman olduğunu söylemek lazım. Zira hepimiz öleceğimizi biliyoruz ama ne zaman olacağını bilmiyoruz. Ölüm olgusu zamanı bilinmese bile kabul görmüş ve inançlı olan veya olmayan herkesin bildiği ve kabul ettiği bir olay. Ölümün gerçek olduğu ve bir gün elbet kapıyı çalacağı kesin olsa da ölümün birçok gizemli noktası olduğunu da biliyoruz. Yani her ne kadar ölümün geleceğini bilsek de ölümden sonra yaşanacakları net olarak bilemiyoruz. Haliyle ölen kişiyle bir daha iletişim kuramayacağımız için ölüm sonrasını net olarak öğrenmemiz mümkün değil. Ama tüm bu bilgilerin dışında bilimin açıklamada zorlandığı istisnalarında olduğunu söyleyebiliriz. Zira tıp dilinde ex olduktan sonra yeniden hayata dönen bazı kişiler bulunuyor. Bu kişilerin birbirinden ilginç hikâyeler anlattığı da bilinen bir gerçek. Gerçekten ölüm sonrası yaşananlar bu anlatılan hikâyeler mi bilinmez ama hikâyeleri duyduğunuzda tüylerinizin diken diken olacağı kesin. En ilginç hikâyelere bakalım.

1- Jane Smıth’in Ölüm Hikâyesi

Jane Smıth aslında sıradan bir hayat süren sıradan bir insan. Her şey Jane’in hamile kalmasıyla başlamış. Doğum vakti geldiğinde Jane acil olarak hastaneye kaldırılmış. Erken doğum yapan kadın doğum sırasında hayatını kaybetmiş. Jane o an kafasından bir cisim çıkıyormuş hissine kapılmış. Ardından anlattıklarına göre beyaz bir dumanın içerisinde bulmuş kendini. Bu sırada huzur dolduğunu ve hiçbir sıkıntısı kalmadığını belirten Jane, bir anda beyaz ışığın kaybolduğunu ve boşlukta kaldığını söylüyor. Bu yaşadıklarından sonra birden masmavi bir gökyüzünün olduğu çimenlik bir alanda kendisini bulduğunu belirten kadın, ardından karşısında bir tepe gördüğünü söylüyor. Tepede kendi gibi insanların olduğunu ve kendini çok hafif hissettiğini söyleyen kadın ardından yanına gelen başka ruhları gördüğünü belirtiyor. Ruhların kendisiyle konuştuğunu ama bu sesleri kafasında duyduğunu söyleyen kadın tüm bunlardan sonra sanki büyük bir patlamaya benzer bir ses duyduğunu ve gözlerini hastanede açtığını belirtiyor. Doktorlara göre ise genç kadın tam 3 saat ölü olarak kalmış. Bu süreden kalıcı bir hasar olmadan yaşaması ise genç kadın hakkında ki başka bir mucize.

6- Linda Stewart’ın Ölüm Hikâyesi

Dindar bir aileden gelen Linda Stewart yaşadığı olaydan sonra bir kitap yazma kararı bile almış. Yaşadığı olay ise oldukça ilginç. İlk olarak hastalığı nedeniyle felç geçiren ve ardından da tüm yaşam fonksiyonları duran Linda Stewart yaşanan tüm vakalarda olduğu gibi tıbben ölü olarak kabul edilmiş. Bu süreçten sonra hikâyesini anlatan Linda, derin bir karalığın içerisinde olduğunu daha sonra birden anlam veremediği bir şekilde karanlığın içine süratle çekildiğini söyleyen kadın, bu hissin çok süratli bir arabanın dışında yolculuk ediyormuş şeklinde olduğunu söylüyor. Karanlığın merkezine ulaştığında ise her hangi bir nesne görmemesine rağmen kafasının içinde sesler duyduğunu belirten Linda, son olarak kulakları sağır edecek bir çığlık benzeri uğultu duyduğu ve ardından uyandığına bedeninde olduğunu söylüyor.

5- Tiffany Snow’un Ölüm Hikâyesi

Fırtınalı bir günden dışarı çıkan Tiffany Snow, talihsiz bir rastlantıyla şok olmuş. Fırtına sırasında yürümekte olan kadına yıldırım çarpmış. Yıldırım çarpmasını ardından yapılan tüm müdahalelere rağmen Tiffany Snow hayata döndürülememiş. Tüm bu müdahaleler sırasında yaşadıklarını anlatan kadın, önce büyük bir gürültü duyduğunu ve ardından ağzından bir şey çıktığını hissettiğini belirtiyor. Yaşadığı bu olaya anlam veremeyen kadın bir anda bilicini kaybettiğini ve gözlerini açtığından yüzlerce güneş gücünde bir ışık gördüğünü söylüyor. Bu ışığın gözlerini hiç rahatsız etmediğini söyleyen kadın daha sonra birden ışığın kaybolduğunu ve kendini puslu bir ortamda bulduğunu söylüyor. Bu sırada derin bir acı hissettiğini söyleyen kadın birden kendisini bedeninde bulmuş. Tiffany’nin diğer hikâyelerden farklı olarak yaşadığı olaydan sonra bazı hislerinin güçlendiği de söyleniyor.

4- Ward Kenz’in Ölüm Hikâyesi

Ward Kenz’in hikâyesi buz tutmuş gölde başlıyor. Donmuş göle düşen Ward Kenz, arkadaşlarının çabalarına ve çırpınışlarına rağmen buz tutmuş gölden çıkamıyor. Gözden kaybolan isim yapılan araştırmalar sonrasında 1 saat sonra bulunmuş. Genç adam bulunduğunda kalbi tamamen durmuş. Tıbben öldü olarak değerlendirilen Ward için hastane hemen seferber olmuş. Bu sırada yaşadıklarını anlatan adam diğerlerinden farklı şeylerden bahsediyor. Sadece bedenini terk ettiğini ve yapılan tüm müdahaleleri izlediğini söyleyen Ward yaşadığı başka hiçbir şeyi hatırlamadığını söylüyor. Öldükten tam 2 saat sonra ise adamın kalbi çalıştırılıyor ve Ward hiçbir kalıcı hasarı olmadan 1 hafta sonra hastaneden çıkıyor.

3- Atwater’ın Ölüm Hikâyesi

Genç bir bankacı olan Atwater’ın ölüm hikâyesi doğum yaptığı sırada yaşanıyor. Doğum sırasında çok kan kaybeden genç anneni birden kalbi duruyor. Çalıştırılamayan kalp yaklaşık 40 dakika atmayınca genç kadın öldü olarak nitelendiriliyor. Bu sırada Atwater ise dünyada duymadığı çok güzel bir sesin kendisini çağırdığını söylüyor. Sese doğru telaşlı bir şekilde yönelen genç kadın birden bedeninden sanki bir ip çekiliyormuş gibi çekildiğini söylüyor. Etrafında tanımlayamadığı varlıkların olduğunu belirten kadın bu sırada kendi bedenini de gördüğünü söylüyor. Anlam veremediği nesnelerle boşlukta yürüdüğünü belirten Atwater, bir sınıra geldiklerini ve bir tek kendisinin orayı geçemediğini söylüyor. Birden bilicinin gittiğini ve uyandığında kendisini hastanede bulduğunu belirten Atwater yaşadığı olayla tıp tarihine de geçmeyi başarmış bir isim.

2- Clark Sharp’ın Ölüm Hikâyesi

Sharp’ın ölüm hikâyesi oldukça ilginç. Hatta bu olaydan sonra Clark Sharp yaşadığı olayları incelemek için bir merkez kurmuş. Hikâye Clark’ın kaza geçirmesiyle başlıyor. Hastaneye kaldırılan adam tüm yapılan müdahaleye göre doktorlara göre ölmüş. Bu anları hissettiğini söyleyen adam öldükten sonra bir an kasıldığını ve sonra rahatladığını anlatıyor. Ardından bir sis bulutu içerisinde beklemeye başlamış. Anlattıklarına göre daha sonra devasa beyaz bir ışık gelip tüm sis perdesini dağıtmış. Bir anda büyük bir hafifleme hisseden adam daha sonra beyaz ışıkla konuşmaya başladığını anlatıyor. Beyaz ışıkla ne konuştuğunu bilmeyen Clark, birden kendi bedenini görmeye başlıyor. Bedenine yukarıdan bakan isim istemsiz bir dürtü ile bedenine geri döndüğünü hissediyor. Öldüğü sırada ilginç bir dil kullandığını söyleyen Clark, yeniden uyandığında ise kendisini hastanede bulmuş.