Parmenides ilk önce evrende bir değişim olmadığını kanıtlamaya çalışır. Bunun içinde bir mantıksal tutarlılık yolu izler. Bu sebeple Parmenides mantık diyalektiğinin öncüleri arasında sayılır. Parmenides, evrede değişen bir şey olmadığını iddia ederek varlığın bir olduğunu söyler. Varlığın hareketini ve değişkenliğini kabul etmez. Bu tarz bir düşünce de, Parmenides’in felsefesini Herakleitos’un hemen karşısına koyar ve onun düşüncelerinin tam tersi bir konuma yerleştirir. Değişimin ancak görünüşte olduğunu ve asıl gerçek olanın değişmeme olduğunu söyler. Görünen dünyadaki bu değişimlerin bir takım yanıltmaca olduğunu söyler ve buna doxa kavramını kullanarak bir sınır getirir.
Parmenides yalnıza var olanın düşünülüp, var olmayanın da düşünülemediğini anlatır. Parmenides bu tür bir akıl yürütmeyle, görünüş ve gerçeklik kavramlarının farklılığını ontolojik bir bakış açısıyla, deneyse ve akılsal olanın farklılığını da epistemolojik bir bakışla ayırır. Bu tür bir kavramsal ayrım, başta bahsettiğimiz mantıksal diyalektiğin içeriğini açıklar. Parmenides için bu, kavramlar üzerinden düşünmeyle yapılan bir yöntemdir.
Parmenides mantıksal düşünmeyi de işin içine katarak felsefe tarihinde bir dönüm noktası yaratır. Doğa felsefesi işin içinden yavaş yavaş çıkar ve felsefenin yeni alanlara yayılması başlar. Parmenides’in ortaya koyduğu düşünceler ve problemlerden bir kaçı Platon tarafından ciddi olarak ele alınmıştır.
Parmenides hiçbir şeyin değişmediğini söyleyerek duyu verisine güvenilemeyeceğini söyler. Bu sonuç direk olarak var olanın ne olduğuna ilişkin sorulan bir soru ve ardından da yapılan bir açıklamayla ortaya çıkar. Var olan ne olduğuna dair yapılan bu düşünme, Parmenides’i gerçek anlamda felsefe yapmaya başlatan ilk etmendir. Var olanın değişmeyeceğini ve asıl gerçek olan şeyin de değişmeme olduğunu söyleyerek duyu verisinin güvenilirliğini reddeder. Bu yolda da aklın tek ölçüt olduğunu savunur. Düşünmek ve olmanın aynı şey olduğu da bu çıkarımdan sonra ortaya koyar. Bu görüşlerinin bir çoğu Platon’un Parmenides diyaloğunda ele alınmış ve Platon Parmenides’in düştüğü hataları ve yanlış çıkarımlarını kendi öğretisi bakımından eleştirmiştir.