Öncelikle şunu belirtmek istiyoruz: Türk tarihinde önemli bir yeri olduğuna inandığımız Mehteran Bölüğünün tanıtımı ve herkes tarafından doğru algılanabilmesi adına arzu eden web siteleri, bloglar ve ticari olmayan diğer unsurlar bu sayfanın adresini KAYNAK GÖSTEREREK (link / Bağlantı vererek) sadece bu makaleye istinaden kısmen veya tamamen alıntı yapabilirler.

Mehteran Birliği:

Kelime kökü olarak farsçadan gelen MIHTER, Osmanlı imparatorluğu zamanında Osmanlıcada Ulu, Büyük manasına gelen, günümüzde ise arapçalaştırılmış: MEHTER halini almıştır. Bilindiği üzere Mehter, tarihte bilinen ilk Ordu Bandosudur. Bu bando karşımıza ilk kez Hunlar zamanında çıkmakta. Bandomuzun o zamanki ismi TUĞ olsa da hizmet ettiği amaç yine aynıydı. Ordunun motivasyonunu arttırmak, düşman üzerinde moral çöküntüsü yaratmak

Günümüzde kullanılan adı ile piskolojik savaş ciddi bir önem arz eder. Zira iyi motive olmuş küçük orduların, kendilerinden kat kat büyük orduları devirmelerine ilişkin birçok örnek tarihimizde mevcuttur.

Piskolojik savaş iki kısımdan oluşmaktadır. Bunlardan ilki kendi motivasyonunuzu yükseltme aşamasıdır. Bu aşamada bugün uygulanan metotların bir kısmı basın-yayın aracılığı ile yürütülmektedir. Örneğin 2. Dünya savaşı sırasında Almanyada hemen hemen her gece yayınlanan Alman Ordu Marşı, cephelerden Zafer haberleri, popülist söylevler ve hatta bazı zamanlar Hitlerin Radyo vasıtası ile halka hitap konuşmaları hep bu eylemlerin birer parçasıdır.

İkinci etap ise düşmanın demolarize edilmesidir ki bu da gövde gösterisi ile mümkündür.  Yine 2. Dünya Savaşından örnek vermek gerekirse Adolf Hitlerin ele geçirdiği her şehre Nazi bayrakları çekmesi, kolluk kuvvetleri ile halkı sindirmesi, tanklar gibi ağır ekipmanlarla şehirde sürekli varlığını hissettirmesi olarak sıralanabilir.

Kabaca piskolojik savaş hakkında vermiş olduğumuz bu bilgi Mehteran Bölüğünün işlevini ve etkisini kavramamız adına bizlere yardımcı olacaktır.

Mehteran Birliği Osmanlıda yüksek bir motivasyon kaynağıydı. Bölüğün sesini duyan düşman askerleri gittikçe yaklaşan ve adeta gök gürültüsüne benzeyen bu heybetli müzik karşısında dehşete kapılır, ordunun gücü hakkında endişe ederlerdi. Bu durumda doğal olarak korku ve panik yaratarak düşman birliklerinin motivasyonunu kırardı.

Mehterin etkisi sadece harp alanı ile sınırlı kalmamıştır. 18. Yüzyıldan itibaren Avrupa devletleride Mehter Takımından esinlenerek mızıka takımları kurmuşlardır. Bunlardan bazıları Avusturyalılar ve Prusyalılar, daha sonra Ruslar, Almanlar ve Fransızlardır.

Klasik Müziktede Mehterin Etkisi büyüktür. Zira ünlü Alman bestecisi Beethovenin büyük senfonisinin son bölümü, mehterin kösüyle, davulu ve zurnasıyla seslendirilmiştir. Avusturyalı Bestekâr Mozartın, Türk askerlerinin hatıralarını terennüm eden Allah Allah seslerini nakarat halinde kullanarak, ünlü Türk Marşı eserini oluşturmuştur.

Doğu Roma İmparatorluğunun çöküşü, yani İstanbulun Fethi sırasında Mehteran ile ilgili kısa bir alıntıyı aktarmak istiyoruz.

Fatih Sultan Mehmet, Fethin devam ettiği bir sabah şafakla beraber topçularının yanına gitti. Toplar atılırken, Okmeydanına dolmuş binlerce ulema, hep bir ağızdan tekbir getirmeye başladılar. Yüzlerce davul ve zurnadan oluşan devasa bir mehteran düşünün. Osmanlı ordusuyla beraber, savaş meydanında bulunuyor. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul surlarının önüne geldiğinde, 300 kişilik mehter takımında, 100 zurna, 70 davul durmadan çalıyor; kalp ve ruhları coşku ve heyecana getiriyor. Okmeydanındaki ikinci mehter de Haliç surlarına hücum eden kıtaların harp şevkini artırıyordu. Gök gürültüsünü andıran korkunç ve insanın içini ürperten sesler çıkarıyorlar, topların seslerini bile susturuyorlardı. Yine Fatih Sultan Mehmet, İstanbula giren muhteşem zafer alayının ortasında, gözlerini yıkılmış surlara dikti, sonra atını ileri sürdü. Maiyet bölükleri, yeniçeri arkasındaki mehteran, davul ve zurnalarını çalarak devirler açıp kapayan, asırlar önce müjdelenmiş olan bu mutlu güne mutluluk katıyor ve cenk havası çalıyordu. (Zaferlerden sonra ezan okunur ve mehter çalınırdı.)

Mehteran yürüyüşü: Yürüyüşlere daima Besmele ve sağ ayakla başlanırdı. Yürüyüş yapılırken her üç adımda sağa ve sola dönülerek yürünürdü. Bu Mehter takımının sağa ve sola RAHİMALLAH KERİMALLAH manasına gelen selamlama yürüyüşüdür.