Harem denildiği zaman akla, birçok kadının bulunduğu, zevk-i sefanın son haddinde yaşandığı bir alem gelir. Batı için doğru olan bu kavram, Osmanlı içinse son derece yanlıştır. Bu yanlışın yapılmasının en büyük sebepleri Harem kültürünün yaşandığı dönemi anlatan pek fazla tarihi dökümasyonun olmaması, olanların ise uydurma bilgiler ile doldurulmasıdır.
Osmanlıda harem: Harem ağaları ve Doktorlar dışında hiçbir yabancının giremediği ve Valide Sultanın (Padişahın Annesi) yönetiminde olan özel bir yapıydı. (18. yüzyıla kadar. Daha sonra harem, kısmen ziyarete açılmıştır.)
Haremin kuruluş amacı:
Zaptedilen devletlerden alınan kadın kölelerin toplanması ve eğitilmesidir. (gayri müslimlerin) Bunların içinden zekası ve güzelliği ile öne çıkmayı başarabilen çok küçük bir azınlık padişah ile muhatap olma lütfuna erişebilirdi. Padişah kendisi için seçilmiş bu kadınlardan beğendiklerini, kendi rızaları doğrultusunda eşi yapardı. Diğerleri ise devlet adamları ile evlendirilirdi. (Hemen belirtelim: Osmanlıda 36 padişah içinden 15 i tek veya iki eşili, diğerleri ise en fazla 7-8 kadın ile ömür geçirmişlerdir. Unutmayalım ki Harem nüfusu Osmanlıda ortalama 400 kadından oluşurdu.)
Günümüzde tek eşli fakat çok metresli sisteme bakacak olursak bu rakam hiçte abartı değildir. Zira padişah hazretleri ile muhatap olabilecek bir eğitime tabi olmuş ve müslümanlığı kabul etmiş bir harem hatununu bu mukayeseye sokmak pekde doğru sayılmaz.
Osmanlı haremden azad ettiği tüm kadınlara mücevherler ve kaliteli bir ahlak hediye etmiştir. Aynı zaman diliminde batının harem kültüründe köle olan kadınlarla alem yapmak, 30 40 tanesi ile gece geçirmek, akla gelebilecek her türlü ahlaksızlığı saray içerisinde gerçekleştirmek normal sayıldığından Osmanlı Harem ahlakı, batı tarafından bir türlü algılanamamıştır. Batı; bugünkü iftirasında Osmanlı haremlerinin duvarlarında Sultanların, harem kadınlarına yazdıkları aşk şiirleri olduğundan bahsetmektedir. Oysa ki harem duvarları Kuran-ı Kerim ayetleri ile süslüdür. Örnek vermek gerekirse Topkapı sarayında haremin Hünkar sofrası bölümünün duvarında yazan metin Bakara Suresi 257. ayetinden itibaren yedi ayettir. Meali ise: Allah kendisine hükümranlık verdi diye (şımarıp azarak) Rabbi hakkında İbrahim ile tartışanı görmedin mi?
Şeklindedir.
Şimdi eksik bilgilerimizi bir yoklayalım ve düşünelim. Dünyanın hangi köşesinde, başka hangi toplum, hangi kültür bir köleden Valide Sultan yaratabilir ?