Günümüzde meme kanseri hastalığı, akciğer kanserinden sonra gelen ve dünyada görülme sıklığı yüksek oranlarda olan kanserdir. Yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen bulgulara göre yaklaşık her 8 kadından bir tanesinin meme kanseri riski taşıdığı saptanmıştır.
Her kanser türünde olduğu gibi meme kanserinde erken teşhis tedavi için çok fazla önem taşımaktadır. Kanserin erken teşhis edilmesi durumunda %96 oranında hastanın yaşama şanının olduğu gözlemlenmektedir. Birçok türe ve çeşide sahip olan meme kanserinde ilk belirti ise süt kanallarında meydana gelmektedir.
Kanser, meme dokusu dışında yayılım göstermeye başladıysa eğer, kendini gösterdiği ilk alan koltuk altı bölgesi olmaktadır. Ayrıca meme kanserinin ilerleyen evrelerinde akciğer, karaciğer ve kemiğe de yayılım gösterdiği bilinmektedir. Yayılma bölgesi geniş olan meme kanseri türünde, kadınlar ciddi oranda risk altındadırlar.
Meme kanseri riski taşıyan kadın grubunun ilk sıralarında 50 yaş üzerindeki kadınlar yer almaktadır. Genetik olarak yatkınlığı ve kanserle bağlantısı olan kadınlar, soy ağacında kanser çeşitlerine rastlanan kadınlar yüksek risk taşıyan grubun içerisinde bulunmaktadırlar. Eğer adet dönemi 12 yaş öncesinde başlamışsa veya 50 yaş sonrasında da devem etmekteyse, bu kadınlar da meme kanseri riski yüksek olan grup içerisinde bulunmaktadır.
Meme kanseri bulaşıcı bir hastalık değildir. Ancak genetik yatkınlık bu hastalığın oluşmasında rol oynamaktadır. Günümüzde yapılmakta olan çalışmalar neticesinde, meme kanseri olan çoğu kadının soy ağacına bakılarak hastalığa ait bir bulgular gözlemlenmiştir. Hastalığa ait en önemli tanı yaştır ve hastalık evrelerle ilerleme göstermektedir. Evre 1, evre 2, 2-A, 2-B, evre 3-A, 3-B ve evre 4 olarak gruplandırılmıştır. Evre 1’den evre 4’ doğru gidildikçe kanser tablosu daha ağır bir şekil almaktadır.
Meme kanserinde erken teşhis önemli olduğu için, kansere karşı mücadele de yapılabilecek en doğru davranış kendi kendine meme muayenesi tekniğinin uygulanmasıdır. Ayna karşısına geçilerek kişinin meme bölgelerine ve koltuk altı bölgesine dokunarak rahatlıkla yapabileceği bu muayene tekniği sayesinde kansere karşı takip edilmekte ve önlem alınmış olunmaktadır. Ayrıca düzenli periyotlarda mamografi ve ultrason görüntüleme yöntemleri kullanılarak da tıbbi açıdan kişinin kendisini kontrol ettirmesi mümkündür.