Dünya üzerinde yıllar süren araştırmalar sonucu ilk televizyon bulunmuş ve kısa süre sonra tüm dünyada bir vazgeçilmez haline gelmişti.

Dünya üzerinde yıllar süren araştırmalar sonucu ilk televizyon bulunmuş ve kısa süre sonra tüm dünyada bir vazgeçilmez haline gelmişti. Hatta bazıları televizyon için; “Kimse bu kutunun karşısında saatlerce oturmaz.” Cümlesini kurmuş ve yanılmıştı. Televizyon aslında bir mesleğin örgütleşecek düzeye gelmesini sağlamıştı. Basın ve medya bir örümcek ağı gibi dünyada her gün, her an, her sokakta, her konuşmada bir ilginç bir şeyler ararlar ve derler toplar insanlara sunarlar. Bir yandan çok güzel bir şey bizim ve insanlık adına.

Basın medya öyle bir hale geldi ki, dünya basın ve medyanın eline geçti. Herkes internet, gazete ve televizyon aracılığı ile gördüğü her şeye inanır veya kendi seçtiği bir grubun haberlerine inanır gerisine hiç bakmaz hale geldi. Basın-medya artık dünyada istediği her şeyi yapabilecek hale geldi bence. Bir hafta boyunca beş kanal o ülkenin liderine karşı istediği atıp tutsun bir haftanın sonunda o lider ya diktatörce kanalları kapattırıp bunları yapanları asar yada o ülkeyi terk edecek hale gelir. Başka bir durum ise, o ülkede yapılan her kötülük insanlara iyi gibi gösterilebilir veya hiç gösterilmez. Çünkü fısıltı gazetesi artık bitti. Çağımızın gereği televizyon ve internet bizi dünyaya bağlıyor.

Örümce ağı benzetmesini kullandığım basın medya kısmını bir istihbarat teşkilatına da benzetiyorum. Çünkü her sokakta ve her cepte bir kamera ve bu kameralar hep bir şeyler yakalıyor. Sonra habercilerin eline o görüntüler öyle yada böyle geçiyor. Bazen o haberlere bir istihbarat birimi bile yetişemeyebilir. Bu kadar güçlü bir yapı doğal bir şekilde oluştu ve bu birimi biz büyüttük. Fakat artık basın medya ne isterse o olur.