Avustralya'da medeniyetten uzak, doğanın tam ortasında yer alan bir mağara-ev ile karşı karşıyayız. Evin sahibi Lionel Buckett ailesinden miras kalan arazide dolaşırken bir mağara keşfediyor, mağaranın inanılmaz bir manzarası olduğunu görünce orayı bir eve dönüştürüyor.

Evin doğal yapıyla uyumunu görünce Yüzüklerin Efendisi'ndeki Hobbit köyündeki evleri anımsıyoruz. Bir de yuvarlak dış kapıyı görmek bu hissimizi bayağı kuvvetlendiriyor. Evin içi bir mağaradan beklenecek şekilde oldukça basit ve minimalist tasarlanmış. Çok hoşumuza giden bir de ayrıntı var: 1800'lerde buralara ilk gelen İngiliz subay ile bölge yerlilerinin ilişkileri evin duvarlarında yerellerin geleneksel tarzında resmedilmiş.

Bu noktada belirtelim ki evi ne kadar beğensek de asıl başrol doğaya ait. Evin terasında ya da hava soğuksa tamamen cam olan kapıların ardında gündüzleri yağmur ormanlarını ve Blue Mountains adlı sıradağları, geceleri de yıldızları izleyebiliyorsunuz. Bu istisnai eve dair fotoğraflar aşağıda...