İngiltere sokak modası

İngiltere sokak modası hakkında yazarken şöyle bir izlenime kapılıyor insan: ‘Sokak modasının kalbi şurada atıyor, burada atıyor’ demek çok doğru değil belki de...

Sokak modası hakkında yazarken şöyle bir izlenime kapılıyor insan: ‘Sokak modasının kalbi şurada atıyor, burada atıyor’ demek çok doğru değil belki de; Londra sokak modası fotoğrafları ve bu konudaki diğer fotoğrafların da gösterdiği üzere, bu modanın kalbi dünyanın birçok sokağında atıyor. Londra gibi başına buyruk kentlerde ise doğal olarak biraz daha hızlı atıyor. İngiltere sokak modası fotoğrafları Londra üzerinden lanse ediliyor daha çok; zira multi-kültürel özellikteki bu şehirde çok farklı kültürlerden gelen birçok insan giyimden yana alabildiğine özgür bir şekilde dolaşıyor.

Uzatıp örgülerle bezediğimiz saçlarımızı böyle bir saç modelinin otomatik olarak çağrıştırdığı enteresan kıyafetlerle değil de gömlek, kravat ve kumaş pantolonla tamamlıyoruz. Açık renkli çiçekli mini elbisemizin altına siyah külotlu çoraplarımızı geçiriyoruz; kıyafetlerimizi kimi zaman moda olsun-veya olmasın, şapkayla tamamlıyoruz ve İngiltere sokak modası fotoğraflarına konu mankeni oluveriyoruz. İster demode bir parça sayılsın roba kısmı süslü, beli bir kemerle büzülmüş koyu sarı kabanımız; biz onun içinde kendimizi iyi hissediyoruz. Görünen bu...

Londra sokaklarında görülen ve İngiltere sokak modası konulu bu yazıya ilham kaynağı olan görünümler moda tasarımcılarının da ilgisini çekiyor. Sayısız kültürle insanların yaratıcılığı bir araya gelince oluşan bu renkli görünümler gerçekten etkileyici. Sokak modasına dair görseller otomatikman bir rahatlığı, moda trendleri günlük hayata bu derece yerleşmişken o trendlere aldırmamanın insanların üzerine yerleştirdiği kayıtsızlık ve hürriyet havasını çağrıştırıyor. Bir ‘modacıların ne buyurduğu umurum değil, iyiyim ben böyle’ havasını…

Sokak modasının başkentinin neresi olduğu fark eder mi; görünüşe göre bütün yollar Roma’ya çıkıyor. Bu cümledeki Roma kelimesi çok şeyi simgeliyor; rahatlık, görünümden yana yönlendirilmekten hoşlanmamak ve hatta reddetmek, modayı ergenvari bir başkaldırıyla değil de daha huzurlu ve güvenli bir şekilde geri çevirmek ve kendini; nasıl göstermek istiyorsa öyle göstermek. ‘Bu sezon böyle olmalısın, şunu takmalı, bunu sürmelisin’ direktiflerinin dışında ve ötesinde.