Geçenlerde okuduğum bir ingiliz gazetesinde çocuklarda hafızanın ve zekanın gelişmesinde bir müzik aleti çalıyor olmamın yerinin ve öneminin oldukça büyük olduğu tespit edilmiş. Bazı araştırmalarda da müzik aleti çalmanın beynin sol tarafını geliştirdiği gözlenmiş. Aynı şekilde de ergenlikte çalınan müziğin kimlik gelişiminde etkili olduğu da araştırmalar arasında yer alıyor.
Aslına bakılırsa müzik, hayatımızın her alanında yer alıyor, ancak birçoğumuz çalmak yerine dinleyen grupta olanlardanız. Aslında güçlü hafızaya sahip olmanın en büyük etkilerinden biri de bir müzik aleti çalıyor olmak.
Kız kardeşim tam 2 sene önce ergenlik döneminin en üst seviyede pik yaptığı bir dönem içinden geçmekteydi. Yine aynı dönemde maalesef ki hepimizin bildiği gibi ülkemizde gençlerin ergenlik dönemleri en çok ders çalışıp hayata atılmaları gereken bir dönem. Bu süreç içerisinde kız kardeşim çok bunalmıştı. Ergenliğin vermiş olduğu etki ile birlikte etrafa bağırıp, küstüğü bir dönem içinde anne ve babası ile anlaşamaz bir konum içerisinde yer almaktaydı. Bunun üzerine ne yapabileceğimiz konusunda araştırmalar yapmaya ve kardeşim için bir takım fikirler üretmeye başlamıştım. Yüzme gibi bir takım önerilerim kardeşim tarafından beğenilmeyerek reddedildi. Sonunda da kardeşim gitar kursuna gitmek istediğini belirtti.
Daha sonraki dönemlerde kardeşim hem dershaneye gidiyor, eğitimi için ders çalışıyor, hem de kalan zamanında da gitar kursuna giderek yeni parçalar öğreniyordu. Bütün bunların sonucunda evde anne ve babamla birlikte gitar çalıp şarkılar söyleyen kardeşimin derslerinde başarı oranında büyük artışlar meydana geldiği gibi, aynı zamanda da ergenliğin vermiş olduğu asabilik, kırılganlık, yalnızlık gibi olumsuz duyguların gitarın ve müzik aleti çalmanın verdiği etki ile zaman içinde kaybolduğunu gözlemledim. Yani kısacası müzik aleti demek, güçlü hafıza demek…