Ali Babacan'dan Meclis Kürsüsünde Üç Önemli Söz

Ali Babacan, "Hukukun üstünlüğü ilkesinin tavizsiz bir şekilde uygulanması hem demokrasimizin ilerlemesi hem de ekonomimizin güçlenmesi için elzemdir." dedi.

2016 bütçesi Meclis Genel Kurulu'nda onaylandı. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, kararlılık ve "AB referansına" bağlılık vurgusu yaparken, olumsuz propagandaya karşı Türkiye'de ekonomik temellerin sağlam olduğunu belirtti. Şimşek "Demokrasi ve ekonomi at başı gider" dedi. Bütçeyi AK Parti adına ise Ankara Milletvekili Ali Babacan savundu. Babacan konuşmasında uyarı mesajları da vererek şunları söyledi:

"EKONOMİDE BAŞARININ KİLİDİ GÜVEN VE İSTİKRAR"

"Ekonomide başarının kilidi güven ve istikrar ortamının sağlanmasıdır. Bizim istikrarımızın kaynağı millî iradeye dayalı bir demokrasidir, ancak demokratik bir istikrar güçlü olur, kalıcı olur. Öte yandan, hukukun üstünlüğü ilkesinin tavizsiz bir şekilde uygulanması hem demokrasimizin ilerlemesi hem de ekonomimizin güçlenmesi için elzemdir. Önümüzdeki dönemde, Türkiye hem demokraside hem hukukta hem de ekonomide eş zamanlı olarak ilerlemelidir."

"ÜÇLÜ SAÇ AYAĞI"

Babacan bu üçlü sac ayağından yani demokrasi, hukuk ve ekonomiden hangisi zayıf kalırsa, herhangi birisi geride kalırsa ülkenin arzu ettiği hedeflere ulaşması mümkün olmayacağını vurguladı.

KESİN RAKAM BAÇIKLANACAK

Türkiye ekonomisinin 2015 yılının ilk 3 çeyreğinde yüzde 3,4 oranında bir büyüme kaydettiğini hatırlatan Babacan, "Yılın tamamında ise yüzde 4 civarında bir büyümenin olmasını bekliyoruz. Mart sonunda, bildiğiniz gibi, kesin rakamlar açıklanacak. Bu oranların birçok gelişmekte olan ekonominin 2015 yılı için beklenen büyüme oranından çok daha yüksek olduğunun da özellikle altını çizerek vurgulamak istiyorum.

2016 yılında büyümenin bir miktar daha ivme kazanmasını beklemekteyiz. Gelirler politikasının desteğiyle yurt içi talepte beklenen canlanma ve önümüzdeki süreçte dış ekonomik konjonktürün ılımlı iyileşmesi bu yılki büyümeyi olumlu etkileyecektir. Küresel krizden beri diğer birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler halen istihdam oluşturmakta zorlanırken ülkemizde istihdam artmaya devam etmektedir. Türkiye ekonomisi 2009 yılından bu yana toplam 6 milyon kişiye ilave istihdam sağlamıştır yani Türkiye'de çalışan insanların sayısı tam 6 milyon kişi artmıştır üstelik küresel kriz ortamında. Bununla birlikte, iş gücüne katılım oranının özellikle gençlerimiz ve kadınlarımız öncülüğünde artması işsizlik oranının yüksek seyretmesine sebep olmaktadır" şeklinde konuştu.

CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak da, geçen Temmuz'dan beri 300'den fazla şehit verdiklerini hatırlatarak, Diyarbakır, Suruç, Ankara'da yüzlerce kişinin hayatını kaybettiğini ifade etti. Öztrak, "Reyhanlı'dan, Diyarbakır'da, Suruç'ta, Ankara'da ve İstanbul'da kalleşçe bombalandı. Sur, Cizre'de Hendek kazıp, okullarımızı, camilerimizi yakan teröristler ve onlara vekalet verenler açıkça bilmelidirler; elde edeceğiniz tek sonuç, milletimizin teröre karşı büyüyen öfkesi, artan nefreti ve çelikleşen mücadele azmi olacaktır. Milletimizin terörle mücadelesi mutlaka başarıya ulaşacaktır. Bu milletin Türkiye Cumhuriyeti'nden başka hamisi yoktur. Bu ülke hepimize yeter" diye konuştu.

"ÖFKE VE NEFRET DİLİNİN, AYRIŞTIRICI SİYASETİN TOPLUMU GETİRDİĞİ NOKTA BU SAYIN MİLLETVEKİLLERİ"

Öztrak, Türkiye'de yapılan bir araştırma kutuplaşmanın ulaştığı vahim boyutları ulaştığını söyleyerek, "Bu araştırmaya göre ülkede yaşayan her 10 vatandaştan 8'i farklı partiden biriyle komşu olmak istemiyor. Yine her 10 vatandaştan 8'i 'Kızımı rakip partiden birine vermem' diyor. Her 10 vatandaştan 7'si ise çocuğunun rakip partiyi tutanların çocuklarıyla arkadaşlık dahi etmesini istemiyor. Geldiğimiz nokta bu. Bir de uluslararası göstergeyi sizlerle paylaşayım. Uluslararası Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı OECD'ye göre Türkiye, 155 ülke içinde sosyal uyum bakımından 120'nci sırada. Bu, ülkemizde nasıl yaman bir ayrışmanın olduğunu, huzurun ve güvenin kaybolduğunu rakamlarla yüzümüze vuruyor. Öfke ve nefret dilinin, ayrıştırıcı siyasetin toplumu getirdiği nokta bu sayın milletvekilleri. Anayasa'da güvence altına alınan özgürlükleri bile kullanamaz hale geldik. İşte, basın özgürlüğünün hali ortada. Önce işe gazeteci ve yazarları hapse atarak başladınız, şimdi kayyum eliyle gazete kapatıyorsunuz. Ülkede kutuplaşma arttıkça özgürlük alanları da daralıyor. Bunu Dünya Özgürlük Evinin verileri söylüyor. Dünya üzerindeki 195 ülkenin 86'sı özgür. Biz bu ligde yokuz sayın milletvekilleri. Biz, özgürlüklerin kısmen yaşandığı, kısıtlı olduğu 59 ülkenin arasındayız, yani ikinci ligdeyiz. Ancak korkarım, mevcut eğilim değişmezse birkaç yıl sonra yerimiz özgürlüklerin olmadığı Mısır'ın, İran'ın, Libya'nın ve Rusya'nın bulunduğu en sondaki 50 ülkenin yanı olacak" ifadelerini kullandı.