Başarısızlık ve Atalet Arasındaki İlişki

İçerisinde bulunduğumuz yüzyıl, birçok olumsuzluklara oldukça müsait bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Bu olumsuzluklar en başta bireyden başlıyor. Birey, aile ve

İçerisinde bulunduğumuz yüzyıl, birçok olumsuzluklara oldukça müsait bir şekilde ilerlemeye devam ediyor. Bu olumsuzluklar en başta bireyden başlıyor. Birey, aile ve toplum olarak ilerleyen negatiflikler uzun bir süre toplumun olumsuz bir psikoloji içerisinde yer almasına neden oluyor. Bu durumda yapılabilecek en temel şey birey üzerinde durmak olabilir. Bilim, 21. yüzyılda bu şekilde bir uygulama içerisinde bulunuyor.

Başarısız olmak ya da başarısızlık, tamamen yorumlanan bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Bireyin başarısızlık kavramını sonradan öğrendiğini biliyoruz. İçerisinde bulunduğumuz evrende herşeyin tersi ile var olduğunu düşünürsek başarısızlık kavramının başarı kavramından türemesi daha anlamlı bir hale gelebilir. Başarısızlık, tamamen bireyin yorumuna bağlıdır. Bu durum etrafımızda yer alan kavramların tamamen yorumlara dayandığını bizlere hatırlatabilir. Bu açıdan bakıldığında toplumsal bir birikim sonucunda bireylerin belirli kalıplar içerisinde yaşamlarına devam ettiğini anlayabiliriz. Ve bu durumun sonucunda atalet ile karşı karşıya kalırız. Başarısızlık ve atalet arasındaki ilişki şu şekilde sıralanabilir.

Birçok toplum genellikle negatif bir ruh hali içerisindedir. Bu durumun nedeni ise tamamen kalıplara dayalı bir yaşam sürmeleri olarak açıklanabilir. Tamamen kalıplarla yaşayan birey çoğunlukla egosal tatmin arayışı içerisindedir. Bu durumun sonucunda başka fikir ve yaşam tarzlarını eleştirmeye ve farkında olmadan kendi yaşam tarzını başka bireylere dayatmaya çalışır.

Toplum içerisinde mahkum olan birey o toplumun esaslarına göre bir yaşam sürer. Ve çoğunlukla herhangi bir sorgulama içerisinde yer almaz.

Kalıplar içerisinde yaşamanın getirdiği atalet, hem psikolojik hem de fiziksel olarak belirli sorunlara neden olur. Psikolojik sorunlar negatif düşünme, çabuk ve yoğun öfkelenme, insanlara kin besleme, sevgisizlik, bulunduğu durumdan sürekli olarak şikayet etme şeklinde sıralanabilir. Fiziksel sorunlar ise yoğun stres sonucunda gerçekleşen yorgunluk, bitkinlik, baş ağrısı, yoğun alkol ve sigara kullanımı olarak açıklanabilir.