Geleneksel toplumlarda modern toplumların erişemeyeceği bir bilgi birikimi vardır

1965 yılında henüz genç bir adamken Bihar’da çalışarak korkunç bir kıtlıkla mücadele eden yoksul insanlara yardım etme şansı buldu Sanjit “Bunker” Roy. Kırsal alanların yoksul insanların nasıl şartlarda

1965 yılında henüz genç bir adamken Bihar’da çalışarak korkunç bir kıtlıkla mücadele eden yoksul insanlara yardım etme şansı buldu Sanjit “Bunker” Roy. Kırsal alanların yoksul insanların nasıl şartlarda yaşadığını görmek ve onlarla birlikte olmak düşüncelerini ve geleceğe dair fikirlerini derinlemesine değiştirdi. Böylece kırsal bir köyde yaşayıp çalışmaya karar verdi. Ailesi ilk başta bu kararını büyük bir şaşkınlıkla karşılasa da zamanla ona ve seçimlerine saygı gösterdi. Sanjit “Bunker” Roy, dünyada diplomanız olduğu halde giremeyeceğiniz tek üniversite olan Barefoot College’ı kurdu ve yoksul köylerde saklı kalmış bilgeliği dünyaya yayarak yoksullukla mücadele etti. İnsan Kaynakları Zirvesi 2012’nin konuşmacıları arasında yer alan Sanjit Roy şunları söyledi:

“Bugüne kadar dünyanın dört bir yanından 683 büyükanneyi Barefoot Güneş Enerjisi Mühendisi olarak yetiştirdik ve 37’den fazla ülkede 34.000’den fazla haneye güneş enerjisi ile çalışan elektrikli ekipmanlar yerleştirdik. Projede erkekleri tercih etmememizin bir sebebi vardı. Onlara bir beceri ya da sertifika sunulduğunda hemen köylerini terk etmek istiyorlar. Tüm programlarımızda söz konusu şehre göç sorununa atıfta bulunuyoruz. Büyükanneleri eğiterek toplum içerisinde halihazırda saygınlık kazanmış, köyünü asla terk etmeyecek diğer kadınları herhangi bir sınır tanımadan eğitebilecek birini yetiştirmiş olduk. Projenin sonuçları ve etkileri üç ana alanda toplanıyor: Kadınların yetkilendirilmesi ve eğitimi, yenilenebilir ve sürdürülebilir enerjiye herkesin erişebilmesi ve “Barefoot” eğitimli yeteneklere olan saygının oluşturulması. Bu son etki yalnızca kırsal kesim yoksullarının halihazırdaki bilgelik seviyelerini vurgulamakla kalmadı, aynı zamanda resmi bir üniversiteden alınacak bir diplomaya ihtiyaç duymaksızın kendi toplumlarına katkı ve fayda sağlamalarının da bir örneği oldu. Biz de gelişmiş ülkelere ve gelişmemiş ülkelerde neyin “eğitim” olarak adlandırılabileceği konusunda fikirler üretmeyi sürdürüyoruz.

Hepimiz iyimser olmalıyız. Zira dünya günümüzde Barefoot College’ın hayata geçtiği kırk yıl öncesinden çok daha iyi bir durumda. Bence batı toplumlarının eğitim için tanıdığı tanım değişmeli. Yağmur suyu ve güneş ışığı gibi doğal kaynaklarımızın bakımı ve korunması sorumluluğuna sahip olmamız ve elektriki temiz su gibi temel ihtiyaçları karşılamaya yardımcı olacak değerleri sahiplenmemiz yoksulluğu azaltmamızda çok önemli rol oynayacaktır.”