Silifke, Mersin - Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler

Silifke, Mersin - Ölmeden Önce Görülmesi Gereken Yerler

Silifke yörenin en eski ve büyük ilçesi. Antalya sınırına kadar uzanan geniş yarımay biçimindeki bu bölgeye Taşlık Kilikia deniyordu. Çok zengin folkloru, uluslararası birçok ödül almış halk dansları ile de tanınan Silifke’nin keçi sütünün koyun sütüyle karıştırılması ile yapılan yoğurdu da en az folkloru kadar ünlü. Çatal ile yenebilecek kıvamda bir yoğurt bu.

Silifke festivali her yıl 20-26 Mayıs tarihleri arasında yapılıyor. Uluslararası niteliği olan bu festival 1974 yılından beri sürmektedir. Göksu Irmağı’nın iki yanına yerleşmiş ilçe merkezi denizden biraz içeride, Kale’nin eteklerinde, sırtını Toroslar’a yaslamış.

Kentin tarihinin çok eskilere gittiğini gösteren bulgular var ama ilk kuruluşunun tarihi kesin olarak belirlenemiyor. Göksu (Calycandos) akarsuyunun kenarındaki tepe üzerinde bulunan ve Asur Kralı II. Sargon’un İ.Ö. 712 yılında onarıp güçlendirdiği Harrua kentinin Silifke’nin ilk kuruluşu olabileceğinie dair görüşler var. Bilinen antik yerleşim komutan Seleukhos Nikator (İ.Ö. 312-281) tarafından kurulduğu ve Büyük Alexander’in diğer dokuz kentinden ayrılabilmesi için Seleuceia ad Calycandos (Calyandos Üzerindeki Seleuceia) yani bugün ifade edersek “Göksu Üzerindeki Silifke” olarak adlandırılan yerleşim. Doğu’da Erdemli, batıda Mut ve Gülnar, kuzeyde Karaman ili ile komşu olan Silifke’nin güney sınırını ise Akdeniz oluşturuyor. İlçe merkezinin yerleşik nüfusu 50 bini geçiyor. Her zaman çok canlı, hareketli bir kent. Ticari olarak da, turizm olarak da gelişmesini sürdürüyor.