Yaz Geldi Bikiniye Hazır Mısınız Değilseniz İçeri

Şişmanlık duygusu, çoğu zaman, gerçekten orantısız olma düşüncesinden çok kişinin bedensel sınırları içinde olmaması düşüncesidir. Psikolojik olarak bedensel sınırlarını ..

Şişmanlık duygusu, çoğu zaman, gerçekten orantısız olma düşüncesinden çok kişinin bedensel sınırları içinde olmaması düşüncesidir. Psikolojik olarak bedensel sınırlarını kavramamış olmaya işaret eden özel bir anksiyete halidir. Bu durum normal kilolu hatta zayıf insanların neden kendilerini “şişman” hissettiklerini açıklar.

Boyum 1,76, kilom 53 kg. Zayıf olduğumu biliyorum. Ama madem çok zayıfım, neden o zaman kendimi bu kadar şişman hissediyorum? Alışveriş yaparken karar veremiyorum, arkadaşlarımla sosyalleşemiyorum. İstediğim sadece saklanmak. Bazen kendimi şişman hissettiğimde yemek yiyemiyorum, bazense çok fazla yiyorum. Bu delilik, değil mi? Solundan kalkmak gibi bir duygu bu.

Toplumumuzda kendini şişman bulma sıkça rastlanılan bir durum. Yaşama, iletişim kurma ve anne babalık yapma şekillerimiz tam olarak tanımlanamayan duygular ile sonuçlanır. İç burkucu, bulanık, boşluk, gerginlik, korkma ve zayıflık kelimeleri içini dolduramadıkları duygularını tarif etmek için esas kullandıkları kullandıkları kelimeler.

Yakın bir zamanda kafede otururken yan masada oturan çekici, zayıf, otuz yaşlarında esmer bir kadının garson kızla yaptığı konuşmaya kulak misafiri oldum.

Esmer güzel kadın, güneş gözlüklerinin arkasından “Bu mercimek çorbasındaki yağ nasıldır?” diye sordu.

Garson kız bu sinir bozucu soruyu, kadının ilk soruşu olmadığını anlatan sinirli bir ses tonuyla “İçinde sadece bir gram yağ var ve o da bitkisel yağ” şeklinde cevapladı.

Güzel kadın: “Harika! Bir mercimek çorbası alayım. Üzerinde kızarmış ekmek olmasın ve yanında bahçe yeşillikleri olsun.”

Arkadaşım Aynur sadece bu şekilde beslenir. Keyif bozucu olmadığı müddetçe böyle beslenmekte herhangi bir sakınca yok. Bu durumdan aslında hiç mi hiç memnun değil. Söylediğine göre kendisini belirli günlerde havada dolanan zeplinler gibi hissediyormuş. Şişmanlığı, baskülün gösterdiği sayılardan ziyade kendisini nasıl hissettiğiyle ilgili.

Şişmanlık duygusu aslında yetersizlik duygusuyla ilgilidir ve karar verebilme yeteneğimizi etkiler. Bu yüzden bir alışveriş ortamında şişmanlık hissi yüksek düzeyde endişe yaratabilir, hatta bu ortam evdeki gardrobumuz olsa bile. Şişmanlık duygusu varken hiç bir karar doğruymuş hissi vermez. Kendini yeterince güzel hissetmeyen biri uzayda nerde başlayıp nerde bettiğini kesin olarak bildiğini bile hissetmeyen biri nasıl bir elbiseyi, çarşaf ya da döşemelik kumaşı seçebilir ki?

Kendisini kronik olarak şişman hisseden insanların çoğu, başkaların dan, her konuda, insan hayatı için gerçekçi olamayacak derecede mükem melik beklerler. Hiçbir şeyin değişmemesini beklerler, zamanın durmasını beklerler, oturdukları zaman elbiselerinin kırışmamasını beklerler. Bir Barbie gibi mukavva, çelik ya da plastikten olmayı ve hiç kimseden ya da hiçbirşeyden etkilenmemeyi isterler.