Kahvaltı Kulübü - Film Eleştirisi

Büyüdüğün zaman kalbin ölüverir.

David Bowie der ki; “Üzerine tükürdüğün bu çocuklar dünyalarını değiştirmeye çalışırken senin danışmanlığından muaftırlar. Ve yaşadıkları şeyin ne olduğunun oldukça farkındaydılar.”

Yaşadığımız dünyada bu çocuklardan fazlasıyla var değil mi? Yaşadığımız ülkede, çoğu evde kendi manifestosunu söylemeye çalışan çocuklar var.

Yıl 1984, 24 Mart Cumartesi. Yer; Shermer Lisesi’nin kütüphanesi. Failler; herbiri birbirinden farklı 5 öğrenci.

Diğerlerinin gözünde; bir inek, bir sporcu, bir akıl hastası, bir prenses ve bir suçlu. Ama aslında onlar kendisini bulmaya çalışan 5 öğrenci. Onlar Kahvaltı Kulübü.

80li 90lı yılları sinema dünyasının dahi çocuğu, hepimizin bildiği ‘Evde Tek Başına’ serisinin yönetmeni, John Hughes imzalı 1985 yapımı Kahvaltı Kulübü’nden(The Breakfast Club) bahsediyorum. Her zaman kendimi, ait olduğum dönem olarak gördüğüm bu yıllar, sanırım sinemanın gerçek bir okul olduğu yıllardı. Yusuf Atılgan’ın ‘sinemadan çıkmış insan’ı o yıllarda yaşıyordu galiba, çünkü bu filmleri izleyip içinde umut yeşertemeyen insan olamaz.

Filme; Saat 07.00’de, cezalarını çekmek için okul kütüphanesine hapsolmuş; birbirlerine tahammül dahi edemeyen beş (garip) kişiliğin dört duvar arasındaki huzursuzluğuyla başlıyoruz. Yavaş yavaş birbirlerine ısınan bu insanlar, günün sonuna doğru kendilerine bile itiraf edemedikleri gerçekleri anlatmaya başlıyorlar.

Bizi istediğiniz gibi görün, en basit şartlarla ve en uygun tanımlamalarla…

Egosundan başka bir vasfı olmayan müdürleri tarafından; bin kelimeden az olmayan, ‘kim olduklarını’ anlatan bir makale yazmaya zorlanan bu çocuklar ‘kim olduklarını’ buldular mı dersiniz? Sırf son sahnede o makaleyi dinlemek uğruna bile izlenir.

Oyuncular: Judd Nelson(John), Emilio Estevez(Andrew), Molly Ringwald(Claire), Anthony Michael Hall(Brian) ve Ally Sheedy(Allison)

Buram buram nostalji kokan; 80li yılların o insanın içini kıpır kıpır eden müzikleriyle ve danslarıyla sarınıp sarmalanmış bu güzel Hughes filmini bir yerlerden bulun ve izleyin derim.

Şimdilerde mesaj vermek için yapıldığı iddia edilen, kamu spotu gibi ortaya konmuş filmlerden kafamızı kaldırmanın vakti gelmedi mi artık? İçinizdeki ‘sinemadan çıkmış insan’ı öldürmeyin!